şiddetsiz iletişim
bir iletişim dili.
marshall b. rosenberg tarafından icat edilmiş. aynı isimde bir kitabı var.
rivayete göre, savaş eşiğinde olan bir çok ülke şiddetsiz iletişim yöntemini kullanıyor.
içtenlikle dinlemeyi, empati vermeyi, saygıyı, insanın önce kendisine şefkatle yaklaşabilmesini, ikili ilişkilerde derin bağlar kurulmasını ve anlaşmazlıkların birbirini anlama tekniği ile son bulmasını konu ediyor.
iyileşme gayretinde olan bir arkadaşınıza hediye etmek isteyebileceğiniz türden bir kitap, net.
terbiye
bu ülkede doğan kız çocuklarının doğduklarında biliyor olması gereken kurallar bütünü.
öyle ki daha bebekken bile ayıplanmaya başlarlar. ve böylelikle aşılamaz duvarlar arasına hapsolurlar. dillere pelesenk olmuş bir şarkı gibi. terbiye de terbiye.
wikipedia'nın erişime açılması
adaletin yerini bulmasıdır.
türkan saylan
doğu’da bir köy gördüm
dağların arasında,
öyle mahzun,
çaresiz,kalakalmış.
çıplak kavakları bilehüzünlü
kalemler gibikara saplanmış.
köyün ortasında bir okul
ve tezek sobasıyla
ısınmaya çalışan çocuklar.
bir bıcırık kız,
yanında bir karamuk oğlan.
buz gibi elleriama
gözleri ahu,gözleri ceylan.
adın ne dedim kıza
dedi: benim adım türkan.
oğlan ekledi
benimki desaylan.
dedim;dayan yüreğim dayan.
madem ki bu çocuklar türkan
madem ki bu çocuklar saylan
gelecek onlarındır,gerisi yalan.
değişir bu düzen
döner bu devran.
zülfü livaneli'nin değerli hocamızın ardından yazdığı şiir. yetiştirdiği kardelenler gibi sade ve öz.
yedigöller
sonbaharın ülkemizde en güzel hissedilebileceği lokasyon olan doğa harikası yedi göllere giden iki yoldan biri bolu merkezden diğeri mengen ilçesindendir. bolu merkezden gidilen yol asfalt olup daha güzel bir manzara vaat ederken, ilçeden olan yol köy yolu gibidir. tercih edilecekse kesinlikle merkezden olan yol kullanılmalıdır.
elalem
sadece aile büyüklerinin tanıdığı, özgürlük kısıtlayıcı kitle.
frekans
sıklık. bir ölçü biriminde iki nokta arasındaki sıklık. mesela 1 cm'de 10 milimetre var eğer 1 cm'i milim ölçüsünde düşünürseniz her milim bir sıklık birimidir. verdiğim örnek sadece kolay anlaşılsın diye. genelde dalga boyu ve soyut dalga yapılar için kullanılır. iki dalga arası titreşimdir frekans
küçük iskender
kalemi ve okurlarının boynu bükük kalmış şair.
ardından şiirleri anlatır bu naif kişiliği artık.
ışıklarda uyusun.
aslı şahin
kocası tarafından dövülerek öldürülen bir çocuk annesi, 31 yaşındaki talihsiz kadın.
aslı, geçen sene tokat'a memleketine gitmiş, babasına "ben sığınma evinde kalayım, sizin başınıza iş açar, silahı var" demiş kocası için.
aslı ailesini korumaya çalışırken, canını ortaya koymuş gibi.
kocası arkasından atar tutar artık. en bilinen savunmaları da kadınların "namussuz" olmaları. "namusunu temizlemiştir" mutlaka, bir takım elbise, bir kravat. hopp dışarıda. aslı toprakta. kazma sapıyla dövülerek öldürüldü. uyan türkiye uyan.
invius
latince "geçilmez" "ulaşılmaz" anlamlarına gelen sözcük.
benzer kökten türeyen "invictus" sözcüğü ise "yenilmez" anlamına gelir ve enteresan şekilde hem yiyecek anlamında yenilmez (ing: inedible) hem de rekabet anlamında yenilmez (invincible) anlamlarını karşılar... iki farklı dil ailesinden gelen iki farklı dilde aynı kelimenin aynı iki anlamı karşılaması ise varlığı hakkında fikirler yürütülen "proto dil" i kullanan topluluk için enteresan fikirlerin oluşmasına sebep olmuştur...
(kaynak: filoloji eğitimi)
ülkeyi terk etmek
kaş’a yerleşemeyen her beyaz yakalının hayali. amerika ve kanada ise kaçışta başı çeken ülkeler.
süt
yavrularını beslemek için dişi memelilerin ürettiği besin değerleri yüksek, koruyucu ve bağışıklık güçlendirici besin.
dişi memeli vücudu sadece tek bir sebepten ve tek bir amaçla süt üretir. biyolojik yavrusu varsa süt üretir, yavrusunu beslemek için üretir.ve aslında genel olarak yanlızca kendi türünün ihtiyacı olan oranlarda proteinler içeren süt üretir. yani inekler aslında hepimiz biliyoruz ki biz insanlara katkı olsun, beslenelim diye süt üretmezler. doğada ki pek çok hayvan gibi inekler de biz insanlar tarafından evcilleştirildi ve karşılıklı bir çıkar ilişkisi içinde hayatımıza dahil oldular bu çıkar ilişkisinin taraflara fayda oranı elbette hiç bir zaman adil olmadı.
yine de geçmişte bu ilişki bu kadar içer acısı değildi. küçük çiftlikler, bireysel besicilik vb. küçük işletmeler vardı. bu yerlerde, işler farklı yürürdü şimdikinden.yavru doğar , gerektiği kadar anne sütü ile beslenmesine izin verilir ( yavrunun dişleri annesinin memelerine zarar verecek aşamaya gelene kadar ) ve kalan bir kaç aylık zamanda da sütten insanlar faydalanırdı. inekler otlaklarda özgürdü, taze otla beslenirdi. kendi hastalıklarını çoğunlukla kendileri bilir ve doğada hastalığına iyi gelecek otları yine kendi bulup yer ve hastalığını tedavi ederdi. yani insanların faydalandığı sütte sağlıklıydı bu yüzden.
şimdi artık durum farklı, ve bunu hepimiz biliyoruz. endistürüyel bir süt tesisi hayal edin. buzağılar küçük alanlara hapsedilmiş şekilde, anne sütü ile beslenmeden, bunun yerine sağlıklı kalması için antibiyotik karışımlı besinlerle beslenip gebe kalabilecekleri zamana kadar bakılıyor. ve sonra insan eliyle, makinelerle aşılama denen metodla gebe bırakılıyor. doğumdan sonra günler içinde doğan yavru anneden alınıyor ve anne süt makinasına bağlanıyor. anne ve yavru fiziksel ve duygusal olarak acı çekiyor. şok yaşıyor. günlerce aralıksız şekilde birbirlerine seslenip duruyorlar. anneden alınan yavru yine daracık bir alana hapsediliyor. yavru erkekse hareketiz kalması için demirden eksik özel diyetlerle besleniyor, böylece kesileceği kiloya erişene kadar etinin lezzeti garantileniyor. yavru dişiyse annesinin yolculuğu ile aynı oluyor büyüme süreci. normalde 20- 25 yılık yaşamı bu ağır koşullarda yarıdan daha az sürüyor. 7 -10 yaş arasında defalarca gebe bırakılıyor ve hep aynı süreci yeni baştan yaşıyor ve sonunda mezbahaya gönderiliyor. biz insanlar da yavrularımızı bu muhteşem gıdayla besliyoruz, ve sağlığından emin oluyoruz böylece. sahiden ne kadar sağlıklı ? bir de bu endistürünin doğaya, çevreye verdiği zararlar var elbette saymakla bitmeyecek. yani süt büyük tesislerde üretilip, işlenip, paketlenip bizlere ulaşana kadar ardında dünya kadar kötülük bırakıyor. ve hepsi bir bir bize geri dönüyor.
şimdi artık üretimin bu şekilde olmadığı söyleniyor. ama bu doğru değil. hala acımasız ve korkunç bir sistemle üretim yapıldığı hergün yeniden belgeleniyor.
ve işin garip yanı her gün büyüyen bu endistütri asla yeterli olmuyor ihtiyacı karşılamakta. dünya nüfusu arttığı için değil üstelik. gereksiz, ihtiyaç fazlası hatta bizi hasta edecek kadar ihtiyaç fazlası tüketiyoruz süt ve süt ürünlerini.
süt endüstrisi bize her zaman şunu söyler " süt yoksa sağlık yok " ben ineğine ve koyunlarına torunlarından daha iyi davranan, daha sevgiyle yaklaşan anneannemle büyüdüm. çocukluğumun 6 -14 yaş arası zamanı onunla geçti. ve o bu dünyada hayvanlarına en iyi şekilde baktığını gördüğüm tek insandı. bu yüzden en sağlıklı süt ürünlerini üretirdi. herkes onun ürettiği ürünlerden almak için sıraya girerdi, ama o en doğru şekilde planladığı için her zaman az üretim olurdu, eve ayıracak ve birazını satıp kış için yem alacak kadar. buna rağmen asla çocukluğum boyunca süt ve süt ürünleri tüketmedim. sevmiyordum nedense. ben her zaman sebze aşığı oldum. ve hiç öyle ağır hasta olmadım bu yaşıma kadar, güçlü bir bağışıklık sistemim var. boyum 1.74 kısa da kalmadım. kemiklerim de gayet güçlü. yani birileri bize sürekli yalan söylüyor belki de, süt içmeyen çocuk gelişemez, kalsiyum olmazsa kemikleri güçlenemez, bağışıklığı düşük olur vs. her şeyin içinde süt ürünü var, kahvaltı masalarında 10 çeşit peynir var. keklerde, böreklerde, şekerlemelerde, içeceklerimizde süt ürünleri var. üstüne bir de bardak bardak süt içilmesi öğütleniyor sürekli. bu hastalık değil de ne ? hepimiz elimizden geldiğince bu sistemin karşısında olmalıyız, yanında değil. daha az süt ürünü tüketirsek hasta olmayız, hiç tüketmeyenler ölmüyor, yataklara falan da düşmüyor hatta. doğanın bize sundukları o kadar çeşitli ki, neredeyse her besinin alternatifi var.
soma
soma; manisa ilinin bir ilçesi. yalnız bizim bildiğimiz kadarıyla 301 maden işçisinin göçük altında kalıp hayatını kaybettiği yer.
hepimizin aklında böyle kaldı bu güzel ilçe.
kimine göre 700 kimine göre 500 kişi vefat etti ama kim ne derse desin ne o göçük kalktı ne de kömürün karası temizlendi
sardunya
2018 temmuz'da setteki elektrik akımına kapılarak ağır yaralanan ve ocak 2019'da yaşam mücadelesini kaybeden uygar can çetinkaya'nın ışık asistanlığını yaptığı filmin adıdır.
kazada ihmal durumunun söz konusu olduğu ve setin
kolorwork film şirketine ait olduğu söylenmektedir.
uygar can ne yazık ki "uzun ömürlü" olamadı...
(bkz:
uygar can çetinkaya)
kütlesel çekim
doğanın temel kuvvetlerinden biri, tüm maddeler arasında var olan bir kuvvet. bu kuvvet manyetik, elektriksel, elektromanyetik ve çekirdek içinde etkin olan nükleer kuvvetlerden daha zayıf olup, maddenin iç yapısında rol oynamaz.
şarkı
depremin tazelediği anılar
o zamanlar henüz ilkokulda ve ne yaşadığını bile bilmeyen bir kız çocuğu olarak, belki de hepimizin zihninde olan o soru kulaklarımda yine;
(bkz:
sesimi duyan var mı)
iki çocuk arasına girmek
şayet fiziksel bir kavga - itip kakma da dahil - yoksa, çocuklardan biri şikayetçi olana kadar araya girilmemesi taraftarıyım. ve şikayetçi olan çocuğa da tarafsız olup, doğru sorular sorup doğru yönlendirmeler yapılmalı. eğer tartışma fiziksel bir kavgaya dönüyorsa hemen müdahale edilmeli çünkü şiddet şiddeti çoğaltıyor, basit gibi görünen bir itmeden saniyeler içinde tekme tokat birbirlerine giriyor çocuklar ve bu sonra alışkanlık halini alıyor.
onlar insan yavrusu ne de olsa, konuşabilmek gibi bir yetenekleri var. hayvan yavrularında durum farklıdır mesela, anne onlarla ufak ufak boğuşur sonra yavruların kendi aralarında boğuşmalarını teşvik eder ki bu ileriki zamanlar için antrenmandır, yeri geldiğinde kendilerini kavga ederek koruyabilmeleri için.
edit: imla
ön sevişme
bir ilişkiye giriş bölümü. gelişme ve sonuç bölümlerinin hazırlayıcısı. uzun tutulmasında ham yarar var hem de fazla uzatırsan hikayeden kopuş oluyor, anlamı kalmıyor.
(bkz:
oluruna bırakmak)
satıcı
kapı kapı dolaşıp çenesi kuvvetli kesinlikle diyaloğa girilmemesi gereken seyyar dükkan kılıklı kişi. günümüzde tamamen anlam değiştirdi o ayrı