yoksulluk intiharları

can, bedeli olmayan değeri ölçülemeyen insanın özü. yaşam özü. candan vazgeçmek, canına kıymak nasıl bir sınırda yaşanır? bugün üç intihar yaşadı bu ülkede. iki olayda, "evde yemeğimiz yoktu. baba evine geldik" diyen eş ve çocuklar var. son olayda borçlarını liste yapıp intihar eden kişi var.
ekonomimiz çokomelli diyen bir bakanın, çöken ekonomiyi görmediği, duymadığı bir ülke. insanların gün be gün yoksullaştığı bir ülke. açlık sınırında insanların yaşam savaşı verdiği ülkede, canından vazgeçiyor insanlar!

organik pamuklu kumaş

pamuk üretiminde kimyasallar çok yoğun olarak kullanılır.kanserojen olan bu kimyasallar pamuğun kumaşa dönüşmesinden sonra insan vücüduna temas eder.
organik pamukta kimyasal kullanılmaz. sağlıkli bir yaşam için organik pamuklu kumaşlar tercih edilmelidir.
organik pamuk üretimi kontrollü yapılır ve organik sertifikalı üretimdir.

avni

oğuz aral'ın sevimli, haksızlıklara "dıgıl dıgıl" söylenen oğlu.
avni'ciğin kadıköy' deki heykelini çalmışlar. kaidesinin üstünde, ayaklarını bırakıp, kalan kısmını metal hurdası için götürmüşler.
ne demeli, ne yazmalı bilemedim.
ne oldu bize böyle? hiç bir şeye ne sevgimiz, ne saygımız kalmadı.

sadece kadınların olduğu bir dünya

iyi fitne, fesat fücur olur.

çocuk gelin

ülkenin içten ve derinden kanayan yarası. ne çirkin bir ifade şekli çocuk gelin. çocuktan gelin olmaz, çocuk çocuktur. bu sapıklıktır, bu (bkz: pedofili)dir, bu tecavüzdür, bu ahlaksızlıktır. aileler, bu evliliğe rıza gösterenler, yardım edenler, onay verenler topunuz suçlusunuz. "6 yaşında çocukla evlenilebilir" fetvası verenler, bu fetvalara göz yumanlar, çocuklarını eşşek kadar adamların koynuna sırf başlık parası uğruna sokanlar, o çocukları travmadan travmaya sürükleyen zalimler umarım bunların cezasını bir gün mutlaka ödersiniz.
çok geç olmadan, çok daha fazla yavrucağın hayatı karartılmadan.

ol dedi oldu

âl-i imrân suresi 59.ayet.

nevzat süer

1926 doğumlu olup, aslen müzisyendir.(keman/piyano/klarnet) 1975 yılında türkiyenin satrançta ilk ım'si oldu. uzun yıllar cumhuriyet gazetesinde satranç köşesini hazırladı. salt kendi çabaları ile süer satranç dergisini çıkarttı. defalarca türkiye şampiyonu oldu. 1987 yılında vefat etmiştir. rahmetle.

ciz.io

eğer girişimciyseniz mutlaka bilmeniz gereken sitelerden biridir. iş modeli kanvası, yalın kanvas gibi iş modelinizi maliyetine ve zaman planına kadar dökmenizi sağlayan bir site.
iş modelinizi anlatabilmek demek yatırım alabilmeniz için ilk adımı attınız demektir.

yararlı bir site.
https://ciz.io/

akordion

zikzak şeklinde olan ve katlanarak açılan sineklik türüdür. daha az yer tasarrufu sağlar ve kışın kapatma imkanı verir.

masterchef türkiye

bu yemeklerden birini evde yapmaya kalksak 1 aylık mutfak bütçesini kapatırız. :)

mikro kredi

küçük ve ödenebilir miktarlarda yoksul bölgeleri kalkındırmak için verilen kredi türü.
70’li yılların başında bangladeşli ekonomist, muhammed yunus, abd’den v bangladeş’e döndüğünde ülke açlıktan kırılıyormuş yunus, chittagong üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başlamış ve kendini ve kendini yoksullukla mücadeleye adamış. aslında hikaye buradan başlıyor.
yunus, jobra köyünde sufiya begum adlı bir kadınla karşılaşır. begum, 3 çocukla küçük bir teneke barakada yaşıyor ve bambu ağacından sandalye yaparak geçinmeye çalışıyormuş ve çok çalışmasına rağmen sufiya hala çok yoksul ve istediği yerde değilmiş. bambu ağacı için tüccardan borç alması ve tekrar bu borcu ödemesi gerekiyormuş.
işte burada bir fikir gelmiş ve bu krediyi banka verse ve aldığı bambuyu daha ucuza alsa, yüksek maliyetten kurtulsa ve kalkınsa diye düşünmüş ve fikri ortaya çıkarmış.
köyde sufiya gibi 41 kişi daha varmış ve herkesi n ortalama tüccara 40 dolar kadar borcu varmış. yunus herkese bu borcu faizsiz vermeyi teklif etmiş ve kabul edenlerin ana parayı bir yl içerisinde ödemelerini teklif etmiş . sufiya 1983 yılında teneklerden güzel bir barınak yapmış ve diğer kişiler de katılınca köy birden güzelleşmiş.
ve n’olmuş biliyor musunuz? köydeki bütün üreticiler güçlerini birleştirmiş ve bütün maliyetlerini düşürmüş.
bu yapılan bir işmodeline dönmüş ve yunus ise, grameen bank‘ı kurmuş ve 2006’da, tarihte ilk kez bir bankacı yani yunus nobel barış ödülü aldı.

türkiye’de ise buna benzer hikayeler var aslında., kocasından, kardeşinden borç para alarak evde yemek, sarma yapan, el işi yaparak satan ve ailesinin geçimine katkıda bulunan bir çok kadın var.
hatta bir çok kadın bir araya gelip kadın kooperatifi kurup bölgesel bütün kadınları örgütleyip hem kendi gelişmelerine hem de bölgenin kalkınmasına katkıda bulunuyorlar. bu gerçekten takdir edilesi bir şey.
bir bilgi daha var paylaşmak istediğim. türkiye’de ilk mikro kredi çalışması yapılırken bankalar hiçbir geliri olmayan, bırakın geliri hiçbir kaydı dahi olmayan kadınlara verecekleri kredinin derdine düşmüşler . soru ise ya ödemezlerse???
ne olmuş biliyor musunuz? bankalara %99.90 oranında herkes parasını ödemiş. bu dünya ortalamasının çok üzerinde bir rakam. ilk verilen rakam ne kadar biliyor musunuz?
500tl. (yazıyla beş yüz).
bu 500 tl ile orta ölçekli işletmelere dönüşen o kadar çok kadın girişimci var ki inanamazsınız.

son dönemde gerçekten ilgi ve hayranlıkla izlediğim bir kooperatif var. belki bu betimi okuyan kişilere de bir ilham kaynağı olur ve karar verdikten sonra aslında herkesin bir şeyler yapabileceğini anlatır.
(bkz:soma kadın atölyesi )
 spoiler!
sözlüğe baktım başlık varmış bu arada. sevindim. fox tv ile tanıdım ben de ama çok sevdim.

melek mosso

sokak şarkıcılığı yaparken o ses türkiye yarışmasına katılmıştı, sahneye çok yakışan, ilginç şarkılarını çok sevdiğim son zamanların en iyi yorumcularından bu kız

mercimek çorbası

ana malzemesi kırmızı, sarı veya yeşil mercimek olan çorba.

mahmut tuncer

mantık sizi a noktasından b noktasına, halay sizi her yere götürür lafıyla milli eğitim bakanlığının dikkatine mahzar olmuş ünlü sanatçı.

helikopter ebeveyn

zamanında bir şeyleri elde edebilmek için ciddi mücadeleler veren, düşen, kanayan ve bir şekilde elde eden insanların, ebeveyn olduktan sonra çocuklarının aynı zorlu yollardan geçmelerini istememe kaygılarından ötürü sergiledikleri ebeveynlik tipidir.

özünde iyi niyetli olan bu ebeveynlik tipi, çocuklarının her istediğini ya da isteyecek olduğu şeyi önüne sermek ile bağlantılı olduğu için çocuklar mücadele etmeyi, savaşmayı ve düştüklerinde kalkabileceklerini ne yazık ki öğrenemiyorlar.

çok yakın bir zamanda benzer bir örneğini yeğenimde yaşadık. geçen sene yerleştiği bölüme biraz bana ve eniştesine hevesle kayıt oldu. ve ablam müdahale görevlerini doğal olarak bize devretti.
bizde başarılı olması için neler yapması gerektiğini, boş zamanlarında ikinci ya da üçüncü sınıfta gireceği bazı derslere çalışabileceğini, staj için olası yerler, erasmus vs... bildiğimiz her şeyi anlattık.
ilk zamanlar daha hiç bir şey araştırmadan her duyduğunu bize sorduğunu fark ettik. hazır bilgi hoşuna gitmişti. durumu anladık ve hemen geri çektik. bu seferde bölüm dersleri başladığında daha fazlasını bildiği için ciddi korkuya düştü.
demem o ki, niyetimiz iyiydi ancak sağlam bir yanlış yaptık, dönmeye çalışıyoruz.
zamanı geldiğinde sorduklarına cevap verseydik ya da müdahale değil de sadece yönlendirme yapsaydık böyle olmayacaktı.
anladık. ders aldık.

bırakın çocuklar düşsün ve dizleri kanasın. aynı sizin dizinizin kanadığı gibi...
çocukları hayattan koruyamayız ama onları hayata hazırlayabiliriz.
çok iş düşüyor bize.

sevgi

kişinin kendini bulduğu, kendi gibi hissettiği sonu aşka dayanan duygu bıdısı.

sevgi her duyguyu barındırır ve absorbe eder. hepsini nötralize eder. kapsar yani. aş ise sevgilerin hepsini.

intro

bir filme, şarkıya ya da tv programına ait tanıtım demolarıdır. ingilizce'deki introduction kelimesinden kısaltılmıştır.
(bkz:outro)

çayeli

yaşadığım ilçe olmasının dışında ki en önemli özelliği kuru fasulyenin en güzeli çayelide yenir.
güneş görürlülüğü yılda 52 gün olması münasebetiyle coğrafyacı ve meteorolojicilerin bildiği ama tüm türkiye’nin, yıllar evvel rahmetli kamil sönmez’den duyup dinlediği; “çayeli’nden öteye gidelim yali yali” türküsüyle tanıdığı şehir.

cenaze evinde yemek dağıtılması

doğru tanımın "cenaze evinin yemek dağıtması" olması gereken başlıktır.

ananeler bir nesli sürdürülebilir hale getirir, eski ile yeni arasında köprü olur ancak bazıları var ki saçmalıktan öte değildir.
ancak cenaze sahiplerinin taziyeye geleceklere yemek dağıtması olayı, daha doğrusu daha acılarını bile yaşayamadan bu derde düşmeleri çok acımasızca.
sözüm meclisten dışarı ama yemek için gelen hatta verilen yemeği beğenmeyenler bile var.
yapılamayabilir ama özellikle büyükler bu konuda çok hassas. yapılmasa suçlu gibi hissediyorlar. düşününce çok üzülüyorum. yaşayınca sinirleniyorum...

insanlar acısını yaşasın, destek olmak isteyen olsun. sonrasında cenaze evi istiyorsa ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunsun. işte bu kadar basitken olay, niye bu eziyet?

patron

bir kumaşı belli ölçülerde kesmek için kullanılan kağıttan kalıp. hazır giyim sektörünün çok fazla gelişmediği yıllarda, moda dergilerinin içinde dağıtılırdı. kendi elbiselerini, bu patronlardan, o zamanlar her genç kızın rüyası olan zetina dikiş makineleri dikenler bir adım öne çıkardı. bir zamanlar ne rüyalar görülüyormuş yahu demeden edemiyor insan.