eyeliner

tek seferde sürmek bir yetenek. ama yetenek yok ise denedim 35 yılda öğrenebiliyorsunuz, üzülmeyin!!!!

tunaqua duy sesimizi

buradan yazılınca admin çok hızlı duyuyor. (gv) test edildi. onaylandı. çevrimiçi yazarları görebiliyorum. emeğinize sağlık tunaqua.

merkez bankası başkanı

istifası istenen, istifaya direnince görevden alınan murat çetinkaya'dır.
yedek akçenin kullanılması ve faizler konusunda hükümetle ters düştüğü için bağımsız bir kurumun başkanı olarak görevden alınması garabet bir durumdur.
şaşırdık mı? yokkk canım! klasik cevabımız hazır : alıştık artık!

tecrübeli

freud'un bir çıkarımı ile aktarmak istediğim kelime.

"insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi,
sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir.
bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir.
insanların "tecrübe" dediği şey budur.
kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana "tecrübeli" denir."

(bkz:sigmund freud)

kocaya isimle seslenmek edepsizliktir

ne diyelim mahmut mu diyelim?

cübbeli ahmet

kim kimin idrarını içmiştir de ne sevaplara lütuflara nail olmuştur, kimin ayağının altını yalarsan nereden altından köşk ikramiyesi alırsın gibi tiyolar vermekle mükellef sözde hacı, hoca. din tüccarı şahıs yani.

bir zaman önce iktidar ile ters düşmüşlerdi diye hatırlıyorum, sonra ne oldu barıştılar mı ne, mütemadiyen övgüler oldu iktidarı. eee sana senin gibilere altın bir çağ açmışlar o kadarını akıl edeceksin tabi. bir de her boku bilir görünen, geçinen yeri gelince " halkın cehaleti " konulu 5 saatlik programlar yapan kimseler bu adamı mal bulmuş mağribi gibi ikna edebildiklerinde televizyonlara çıkartıp alttan alta onamıyorlar mı ! vay efendim ne kadar da espriliymiş, ne eğlenceli insanmış, maşallah kaç kitaplık hafızası varmış. 5 dakka önce barbi bebekten tahrik olunur mu diye sorduğunuz adam değil mi bu, 5 dakka önce büyük bir doğa felaketiyle ciğeri yanmış onca insana günah yuvalarının sakinleri dediği için köşeye sıkıştırmaya yemin ettiğiniz aynı kişi değil mi? resmen dolap beygiri yahu " dedim ama sor bi niye dedim " sormayın ya, sormayın lan, herkes biliyor neden dediğini, ne dediğini. ama yok, ben bunu dedim ama deyip araya 3 ayet 5 hadis fıkıh mıkıh şu alim bu ulema derken 12 den vuruyor herif.

küçük çocuk anneleri için çal??ma ko?ullar?

bence bu mobbing sadece çocuklu anneler de?il, direkt kad?nlara yönelik bir durum. temelde yatan kad?na kar?? kontrol etme iste?i (!) kapsam?nda daha i?e girmeden sorduklar? ilk sorular 'evlenecek misin, çocuk yapacak m?s?n?' ?eklinde oluyor. üstelik sektör fark etmeksizin! as?l sorun ?u, kaç i?veren bu soruyu erkeklere soruyor? neredeyse hiç :) çözüm peki nerede? kesinlikle kad?na yüklenen bunca a??r toplumsal, sosyal kimlik yarg?lar?n?n y?k?lmas?. zira kad?n olmak bir suç olmad??? gibi erkeklerle e?it ko?ullarda e?it sorumluluklara sahip. önce e?itlik kavram?n? topluma kabul ettirmek gerekiyor zor da olsa malesef..

yüksek sesle konuşan insan

uzun yıllar istanbul 'da yaşamış, şimdi farklı bir ilde yaşayan arkadaşım ziyarete geldi.
çok sevdiği bir mekan var orada buluşmak istedi. gittik. güzel bir masa bulduk, sohbet edeceğiz ama ne mümkün.
arka masamızda kızlı erkekli bir grup oturuyor, nasıl bir ses tonudur o arkadaş?
delikanlı konuşmuyor kükrüyor, arkadaşları ona seslerini duyurmak için kızlar çığlık kıyamet bağırıyor,erkekler ayrı tondan bağırıyor.
tam bir kakafoni
karşı karşıya oturarak birbirimizi duyamadık, yan yana oturduk. ancak anlaşabildik.
garsonlar defalarca rica ettiler, kısamadılar arkadaş seslerini. ayıp yahu ayıp!
tanım :sesini kontrol edemeyip, yüksek tondan kullanan insan.

less is more

whatsonvideos

internetin hayatımızı değiştiren en büyük etkilerinden biri video siteleri sayısının çoğalması olmuş oldu. what's on videos ise bu konuda eğlenceli videoları, yemek yapma ve şirin hayvan videolarını izleyebileceğiniz bir video sitesidir.

http://whatsonvideos.com

izmir

kızlarının deniz, denizinin kız koktuğu iddia edilen şehirdir. (körfez kokusu diye bir tamlamaya sahip olması kokuya dair farklı bir hassasiyet olduğunu gösterir) ayrıca doğduğum yerdir.

ayın elemanı

firmalarda işi en iyi yapan çalışana verilen stratejik kırbaç.

yani alttan alttan derki sen çalışmıyorsun, çalışırsan senin de elman kızarır. ayın elemanı artık sistemin adamıdır. sen artık bilirsin ve konuşurken ünlü gibi davranman gerekir.

madem oskar dağıtacaksın bunu primle yap o ne öyle bir yerlerde afişe etmek felan.

(bkz:göt)

doğalgaz zammı

kış gelmeden üst üste, yeni deyimiyle "güncellemesi" yapılmış fiyatıyla kara kara düşündüren zamdır.
daha geçen yıl evde doğalgaz yakamadıkları için, sabahtan evden çıkıp günü avmde geçiren komşularım vardı.
(emekli bu insanlar)
bu sene ne yapacaklar? sahi bu artışlarla, artmayan maaşlarla biz ne yapacağız?

keşke benim babam da ölseydi

soma maden faciasından sonra bütün ülke yardım seferberliğine başlıyor ve madende vefat eden madencilerin evlerine tabiri caizse yardım yağıyor, toki iki ev veriyor, devlet maaş bağlıyor. oyuncaktan tutun domatese kadar yardım malzemesi tırlarla geliyor ve sadece ölen madenci ailelerine dağıtılıyor.
pr peşinde koşan ünlüler, politikacılar, aklınca yardım yapan kişiler ve daha nicesi ellerinde vefat listeleri bu evlere gidip taziyede bulunup yardımda bulunuyorlar.

bütün bunlar olurken yan evdeki bir şekilde faciadan kurtulmuş, vardiya arkadaşının naaşını taşımış olan herkes işsiz kalıyor. yan komşuda ayni olarak bolluk yaşanırken kendi evinde açlıktan perişan olunan bir durum yaşanıyor.

ne yazıktır ki bazı çocuklar tüm saflıklarıyla ( olayın farkına varamadıklarını düşünüyorum) "keşke benim babam da ölseydi de bize de oyuncak gelseydi" diyorlar.

aynı zamanda baktığınızda ne büyük bir sosyal kırılmadır. vardiya arkadaşı vefat etmiş bir işçi çocuğunun karnını doyurabilmek , mutlu edebilmek için ölmüş olmayı isteyebiliyor.

soma sadece bir ilçeye değil ülkenin başına çökmüş bir faciadır.

mücellid

klasik sanaatlardan cilt işleri ile uğraşan kişi.

saçını süpürge eden kadın

geçenlerde "bakımsızsın" diyerek darp ettiği eşinin ölümüne sebep olan adamı aklıma getiren başlıktır. üzmüştür.
kadının kendine ayırabilecek zamanı var mıydı acaba...
hadi onlar köy hayatı yaşayan insanlardı. durum modern kesimde de pek değişmiyor. kadın işten eve geldiğinde erkek gibi kendini koltuğa atamıyor. çocuğu var, evi var. ev işlerine yardımcı bile alsa "kimse çocuğunun küçülenlerini ayırmıyor" ki çocuklu bir evin bir saatte temizlenmemiş hale dönmesinden bahsetmiyorum bile. bu devirde yardımcı alabilmenin lükse girmesi zaten ayrı bir konu. keşke sihir olsaydı değil mi? dilerdim.
erkekler eğer eşlerinin süpürge değilde yalnız eş olmalarını istiyorsa ya yardım etmeli ya da kadına yardım edilecek imkanları tanımalı.

biz bu kadar sorumluluk sahibi iken, her şeyi idare etmeye çalışırken hala bey-efendilerimizi mutlu edemiyor olmamız çok talihsiz.
kadınların süpürgeliği bu tarz yorumlar ile sinir katsayılarının artması sonucu elektriklenme olabilir mi?
cefakarız, vefakarız ama aptal değiliz.

fikret kızılok

müziğin bir yaşı olmadığının kanıtıdır fikret kızılok. çocukluğumda ablamın teyp başında oturarak heyecanla dinlediği, kaset atınca aşkla diğer yüzünü çevirdiği ve benimde içime işleyen sanat insanıdır.

en sevdiğim şarkısı:

yılbaşı

süslemelerini ışıltısını sevdiğim zaman dilimi.

segecesegece

sözlüğün kuruluşundan beri bizimle, nickini yenilemiş yazarımız.
bugün tanışmak kısmet oldu. gencecik, tatlı yazarımız. iyi ki varsın! sakın meydanı bizim gibi ihtiyarlara bırakmayın.

sivrisinek ısırığı

çocukların tabanında morluk, çocukta huysuzluk annede uykusuzluk yaratan mikrop dolu bir hadise.