@quş ağacı

Yazar

Durum: 232 - 0 - 0 - 0 - 09.02.2021 05:13

Puan: 1019 - geyik avcısı

6 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 12

cep telefonu

bundan 5 yıl öncesine kadar umurumda olmayan, evde unutsam iki basamak çıkıp almaya üşeneceğim alet iken artık işimi o ekrandan yürüttüğüm için elim kolum olandır.

ayrıca gerçek bir hafıza silicidir.

haluk bilginer'in emmy ödülünü alması

sıklıkla uluslararası ödüller alan pek çok oyuncudan çok daha iyi olan bir oyuncunun iyi bir yapımla gelen ödülüdür.

moonlight sonata

beethoven'ın otuzlu yaşlarında bestelemeye başladığı 1 yıl içinde tamamladığı ve quasi una fantasia adını verdiği eseri. bestesini avusturya'lı bir kontes olan, öğrencisive aşık olduğu kadın olan giulietta guicciardi'ye ithaf etmiş. beste moonlight sonata adını çok sonra almış. ama belki bestenin herkesin benimsediği hikayesinde ki kör kız kontes olabilir. zira beethoven'ın aşkına ancak kısa süre karşılık vermiş.

25 kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü

geçen yıldan farksız olarak yine kadınların yürüyüşü yasaklanmış ve kadına şiddetle noktalanmış gündür. siyasiler yine hemcinslerine " devam " mesajını verdiler. iki gün sonra yine çıkıp bir yerlerde kadına şiddete karşıyız, önlemlerimiz aldık bir hapishane daha inşa ettik diye konuşurlar.

ateş böcekleri projesi

bana ulaşan ve daha fazla kadına ulaşmasını umarak paylaştığım proje. bir ateş böceği bıraktım kendi mahalleme, sokağıma. ve düşündüm ki benimle aynı yerde yaşayan kadınların tümü şiddeti ve tacizi doğru tanımlayabilseylerdi, aslında her gün şiddete ve tacize maruz kaldıklarını anlayabilseylerdi harita üzerinde ateş böcekleri ile dolardı bu mahalle.

önce çocuklar otursun

20 kasım dünya çocuk hakları günü’nde change.org’da istanbul büyükşehir belediye başkanı ekrem imamoğlu’nun dikkatine başlatılan bir imza kampanyası.

bu kampanya yetişkinlerin pek çok alanda olduğunu gibi toplu taşıma alanlarında da çocuklar üzerinde kurdukları hiyerarşiye ve bunun yol açtığı kötü sonuçlara, çocukların hak gaspına dikkat çekip, bunun önlenmesini talep ediyor.

kampanya linki: https://www.change.org/p/toplu-ta%C5%9F%C4%B1ma-ara%C3%A7lar%C4%B1nda-%C3%A7ocuklar%C4%B1n-oturma-hakk%C4%B1-ihlal-edilmesin-ekrem-imamoglu

kampanya hakkında daha detaylı bir yazı linki

http://blogcuanne.com/2019/11/23/once-cocuklar-otursun/

efsane cuma indirimleri

dünyada black friday olarak geçen türkiye'de bu isme gelen tepkilerden sonra ikincisi efsane cuma adıyla başlayan her yıl kasım ayında düzenlenen indirimlerdir.

geçtiğimiz haftalarda n11'in 11-11 kampanyası ve trendyolun geride kalan kampanyaları yoğun ilgi görüşmüştü. hemen ardından efsane cuma başladı ve ortalık karıştı. kargo firmaları, özellikle yurtiçi kargo bu yoğunluğu kaldıramadı. belki de son yıllarda internet satışlarında en çok tercih edilen ilk kargo firması olması nedeniyle patladı. efsane cumadan yaralanacak olan var ise, siparişlerinin teslimini firmaların taahhüt ettiği 3 günden daha uzun süre bekleyecektir. tabi ertesi gün de teslim edilebilir %50 -50 yani.

ayrıca bu tür kampanyalardan ürün almak isteyen kampanyalar öncesi aradığı ürünlerin fiyatını not etsin ve kampanya sırasında karşılaştırma yapsın diye öneririm, zira indirimlerin sadece üçte biri gerçek.

öğretmenler gününde altın almak

geçenlerde facebook'da bir öğretmenler grubu gönderisinde denk gelip öğrendiğim hadise. öğretmenler bir velinin bu konuya isyan edişine genel olarak hep aynı tepkileri vermişti. hepsi sınıf annelerinin bu konuda işgüzarlık yaptığında hemfikirdi.

oysa böyle bir hediye kabul etmeyeceği konusunda tüm öğretmenlerin tavrı net olsaydı veliler de böyle bir hediye sunmaya cesaret edemezlerdi ve bu durum bu kadar yaygınlaşmazdı diye düşünüyorum.

özellikle son yıllarda öğretmen ve veli ilişkileri çok acayip. whatsapp gruplar var ki evlere şenlik, kim öğretmen kim veli çocuklar bu işin neresinde belli değil.

pozitif ayrımcılık

" pozitif ayrımcılık, dezavantajlı gruplar herkesin rahatça kullanabildiği bazı hakları çeşitli sebeplerden dolayı kullanamayabileceği için; onlar ancak bazı özel birtakım haklara sahip olurlarsa çoğunlukla gerçekten eşit olma şansını yakalayabilecekleri düşüncesiyle yapılır. "
kaynak vikipedia


kadınlara yönelik bir söylem olmamakla beraber kadınları da kapsayan ( kadınlar engelliler, yaşlılar, çocuklar vb ) dezavantajlı gruplara tanınan, tanınması gereken önceliktir.

eşit muamele görme hakkı türkiye insan hakları ve eşitlik kurumu kanunu ile güvence altına alınmıştır. bu kanun kapsamında da" hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi " yer alır. yani devlet koyduğu kanunu pratikte uygulanır hale getirmekle sorumludur. burada da devreye sokulması gereken unsurlardan biri pozitif ayrımcılıktır.

pozitif ayrımcılık ilelebet sürdürülecek bir öncelik değildir. toplumlar pozitif ayrımcılığa gerek duyulmayacak bir sistemi sağladıklarında yani yasal olarak tanınmış haklarımızdan pratikte eşit olarak faydalanabildiğimizde bu ayrımcılığa gerek olmayacak.

o gün gelene kadar pozitif ayrımcılık ihtiyaçtır ve hiç bir erkek bu ayrıcalık yüzünden ölmeyecek. korkulmasın.

milyonlarca sperm arasından birinci gelmek

kişisel gelişimcilerin motivasyon unsuru olarak kullandıkları birincilik. " hey sen zaten bir kazanan olarak doğdun şampiyon "

peki ya ezop masalındaki tavşan ve kaplumbağanın hikayesi gibiyse her şey. ya en iyi olanlar zayıfları küçümsemek gibi bir hata yaparak onlara istemeden bir şans verdiylerse.

leyla

bir ahmet hamdi tanpınar şiiri. ve en sevdiğim kadın isimlerinden biridir.

biri leyla dediğinde de aklıma hep tanpınar'ın bu dizeleri gelir " leyla.. ela gözlü bir çöl ahusu. saçları bahtından daha karadır. "

harbe giden sarı saçlı çocuk

kesin dönüşü ile sevindirmiş olan yazar. tekrar hoşgelmiş

dijital hizmet vergisi

dijital dünyada iş yapan ve dijital dünyada sergilenen herhangi bir üründen faydalanan, sahiplenen herkesin bir şekilde ödeyeceği vergi türü.

kadınlar için söylenen sözler

" kadınların liderliği, tavsiyesi ve öngörüsünden mahrum bir dünya asla ilerleyemez. "

papa franciscus

evde yoğurt yapmak

bulma imkanı olana yaylalarda, temiz havada serbestçe otlayan ineklerin sütü ile yapmalarını öneririm. o yoğurdun üzerinde kat kat tutan kaymağın kaymak değil tereyağı olduğuna iddiaya girersiniz ve bu yoğurtsa biz bugüne kadar ne yedik diye sorarsınız.

killa hakan

kafası son derece karışık tuhaf rapçi bir tip. yanımda yöremde olsa ve konuşmaya başlasa arkama bakmadan kaçarım. uykusuzlar kulübüne konuk olduğu bölümü izlemiştim 1 dk içinde farkettim ki beyin hücrelerim ölüyor hemen kanal değiştim.

gizemabla

uzun zamandır görünmüyor sözlükte. geldi, ve kayboldu. evet sözlük formatına uygun yazmıyordu ama sevimli gelmişti bana, çünkü mutlaka küçük yaşta biridir diye düşündürmüştü.

kadın sözlüğü yazarlarının hayalindeki erkek

ırkçı, cinsiyetçi, bağnaz, homofobik ve holigan olmasın.
tembel olmadığı gibi işkolik de olmasın.
cimri olmasın ama ayağını yorganına göre uzatmayı da bilsin.
kendini olduğundan fazla olduğundan yetenekli olduğundan iyi gösterme çabasına girmesin ama her gün daha iyi biri olmak için de çaba göstersin.
her durumdan vazife çıkarmasın ama biri haksızlığa uğradığında müdahil olup haksız olanın karşısında durmayı da bilsin.
haysiyet sahibi olsun, kibirli olmasın.
sokak hayvanlarına, kurda, kuşa, doğaya karşı duyarlı olsun.
affetmeyi ve özür dilemeyi bilsin.
dinledikten sonra konuşsun, konuştuktan sonra dinlesin.
kendi kişisel işlerini yapmaktan aciz olmasın. ( çamaşırını yıkamak, gömleğini ütülemek, yemek hazırlamak, bulaşığını yıkamak, yatağını toplamak vb )
kitap okusun. kedileri çok sevsin.

sunshine

farkındalığı yüksek ve hep en iyisini isteyen yazar.
ama, mesela çehov şöyle der " mükemmellik uyumsuzlukla birlikte var olabilir. "

ez cümle; özlenen yazardır.

eyeliner

göz makyajı için kullanılan kozmetik ürün.

yıllar önce bir kafede gelen müşterilere servis açıyorum, genç bir kadın masaya oturur oturmaz çantasından eyeliner çıkartıp iki gözünede bir kaç saniyede sürmeyi çekti, muntazam bir şekilde. aynaya falan bakmadı. dipliner olsa o kadar şaşırmazdım belki. şaşkınlıkla " nasıl yaptınız ya " diye sormuştum. o da " bilmem alışkanlık " demişti. bence baya yetenekti bu. çünkü eyeliner makyajın en zor kısmıdır. bir gözde bir milim kaydırsan iki farklı göz makyajı elde edilir.

bu arada eyeliner sürerken kaşık olayı gerçekten işe yarıyor.
  • /
  • 12

korkuyla yaşamak

yan komşum safiye teyze emekli maaşını apartman kapısı önünde kaptırdıktan sonra, dili tutulmuştu uzun süre, evinden çıkamaz hale gelmişti.
canım arkadaşım eşi nöbetçi olduğunda, vileda sopası yanında uyuduğunu söylerdi. "gülmekten öldüreceksin adamı herhalde" derdik, trajikomikti.
eşim seyahate gittiğinde, başucumda bıçakla uyurdum. herhangi bir canlıya zarar verme kabiliyetim varmış gibi.
gece mesailerinden sonra koşarak dönerdim.
arkamızda ayak sesi duysak, diken diken olur sırtımız.
bir taşıtta sürücüyle yalnız kalmamak için, inip araç değiştiriyorum derdi arkadaşlarım.
taksiye binince mutlaka, baba abi eşle telefonla konuşulur. karşılayın beni. geliyorum. taksideyim diye açıklaması yapılır.
bizim ülkemizde kadınsan, korkarsın. öğretirler o korkuyu. içine işler ayaz gibi. hiç çıkmaz

ceren özdemir cinayetinin yine yeniden çarpıcı bir şekilde hatırlattığı korkunç gerçektir.

bayan kadın çelişkisi

kadın sözlüğü için önemli bir konudur.
“kadın”, “erkeğin” dilsel karşılığıdır. erkeğe erkek denilen durumlarda kadına "kadın" denilmelidir.
bayan ise cinsiyet belirtmek için kullanılmaz. yalnızca bir hitap şeklidir.

mesele aslında toplumsal bilinçaltı. bu bilinçaltında "kadın" kelimesi kirlenmiş durumda ve insanlar "bayan" kelimesini kullanarak nezaketli olmaya çalışıyor.

neden?
çünkü kadın kişisine "kadın" denildiğinde, onun cinsel kimliğinin vurgulandığı düşünülüyor. ve nazik olmak adına belki de iyi niyetle "bayan" kelimesi kullanılıyor...

konuşulacak çok şey var ama tanımlar net.
erkeğe erkek denen yerde kadına kadın denilir. ha hitap ise amaç bayan olabilir ama "hanımefendiyi" tercih ederim.

kvk servis rezaleti

kvk servisi ile yaşadığım ve mağdur olduğum durumdur.

06/09/2019 tarihinde xxx ımeı numaralı telefonumu ekranı kırıldığı (telefon çalışır vaziyette olup ekranda kararma bulunmaktadır.) için kvk kartal şubesine 1900405374 numaralı form numarası ile teslim ettim. telefonum kvk garantili olup, garanti kapsamı dışında telefonum onarıma alınmıştır. ekran değişimi için 971 tl firmaya ödenmiştir. 14/10/2019 tarihinde telefonumun onarıldığına dair bilgi bana iletilmiş olup, telefon bana teslim edilmek istenmiştir. servise gittiğimde telefonu kontrol etmek istedim, fakat telefon teslim sırasında açılmadı. bunun üzerine yeni bir kayıt açılarak telefonun garanti kapsamında onarılacağı belirtildi. fakat firmadan aldığım bilgi neticesinde telefonun ana kartının değişmesi gerektiği ve 2250 tl bir tutar yatırmam gerektiği söylenmiştir.

telefonun ilk teslimi sırasında telefonun onarıldığı belirtilmiş olup, telefonun onarım sonrasında başına gelen bir olaydan dolayı çıkan onarım ücreti kullanıcıya yansıtılmak istenmiştir. %100 onarıldı onayı verilen bir telefonun teslimat sırasında açılmaması ve daha sonrasında çıkan ücretin kullanıcıya yansıtılmak istenmesi tüketici haklarının ihlalidir.

tüketici mahkemesine başvurdum. şimdi onlar düşünsün.

ateş böcekleri projesi

birleşmiş milletlerin kadın kolları çalışması çerçevesinde yürütülen projede, kadınlardan istenen atesbocekleri.info adresi üzerindeki türkiye haritası üzerinde kendilerini güvende hissetmedikleri alanlara birer ateş böceği bırakmaları. birleşmiş milletler yetkilileri de, yerel yönetimlerle ilişkiye geçerek önlem alınmasını isteyecek.
proje 10 aralık tarihine kadar sürecek. lütfen kadınlara ulaşmasını sağlayalım.

sunshine

sözlüğü ve özleyenleri, pek çok özlemiş yazar.
bir eğitim programı nedeniyle, ders çalışıyor. sınavlarından sonra burada olmak için gün sayıyor. herkese sevgiler. quş ağacı, meseli tunaqa sizleri tanıdığım için çok şanslıyım ve mutluyum.

kezban

net bir yakıştırmadır ama yakıştırmadır sonuçta.
böyle durumlarda bu kezbanı gören bilen akıl sahibi er kişi acaba nedir, kimdir diye düşünüyorum.
mantık aslında böyle işlemez mi sizce de. bir kişinin nasıl bir yanlı veya doğru yaptığını anlamak için ya o yoldan geçmiş olman gerekir ya da bir şekilde deneyimlemiş olman gerekir. yoksa değerlendirme olmaz ki sadece çamur at izi kalsın bu işlerde yürümez.

Toplam betim sayısı: 232

orospu

aklıma geçenlerde denk izlediğim şu videoyu getirmiş başlık

video altına yapılan favori yorumum ise şuydu " işte ilk ağlama silsilesi orada başladı ve şimdi ülkece kan ağlıyoruz "

bir ticaret biçimi olarak annnelik ve babalık

aslında bu mülkiyet duygusudur. ebeveynler kendileri için çocuk getirirler dünyaya. çocuk üzerinden birbirlerine kopmaz bağlarla bağlanıp toplumun dayattığı eş olma, aile olma vb. görevleri layıkıyla yerine getirmek, sürdürmek için. çocuk üzerinden umut etmek, hayal kurmak, onur duymak için.

insan sahip olduğu bir evi kendi imkanları ölçüsünde kendi zevkiyle dekore eder örneğin, benzer biçimde çocuğunu da kendince ideal bulduğu insan kalıbına sokmak ister. bunu başardığına kanaat getirdiğinde ise meyvesini toplamak ister, her fırsatta bu işin mimarı olduğunun hissettirilmesine ihtiyaç duyar.

herkes kahraman olmak ister içten içe, best off olmak ister, yetmeeeezz best of the best olmak ister. bunun en kolay yolu çocuk yapmaktır. dünyanın en iyi annesi, en iyi babası, kahramanı, kraliçesi, kralı olma ihtimali hemen hemen ceptedir bu şekilde. bu yüzden çok sık duyarız şunu " bu dünyada yaptığım en güzel, en harika en müthiş şey oğlumu, kızımı dünyaya getirmekti " ne oldu sanki, dünyayı mı kurtardı oğlun kızın. hayır, ama varlığını anne- baba olmak üzerinden anlamlandıranlar için kurtuluştur oğullar, kızlar.

31 mart 2019 seçim sonuçları

polisin kapı kapı gezip, kimin kime oy verdiğini sorgulamaya başladığını da gördüğümüz seçim sonuçları. sunshine'nin öngörüsü doğrulanmıştır. seçmen kayıtlarında bir hile olmadığının tespiti yapıldıktan sonra geriye büyükçekmece sakinlerinin fetöden içeri alınması kalacak.

büyüyen beşik

anlaşılan bu işte usta olanların bile zorlandığı bir seçim. şöyle bir video var, belki ihtiyacı olanlara fikir verebilir.

kadına şiddeti önlemek

kadına şiddeti önlemek çok basit aslında, bir imzaya bakar. bakıyor, bakıyormuş! çocuğa şiddeti, istismarı önlemek de öyle, basit yani. bir imza yetiyor, yetecekmiş yani ! niye kimse duymuyor bu adamı yahu? dili dimağı kurudu söylemekten, diyor ki; " bu vahim olayları, bu korkunç olayları engelleriz, yeter ki idamı geri getirsinler". " " ben " diyor " altına imzayı atmaya hazırım " sonra bir tek o mu başka bir kadın da çıkıp diyor ki " yok efendim, ben daha güzel imza atarım idam kararının altına " sonra diğerleri, imzalarım, imzalarım, imzalarım! diye çığırıyor.

her ağzınızı açtığınızda terör estirin, her lafınızla toplumu bölün, parçalayın, ayırın, cinnetin eşiğine getirin. bizatihi kendi beyanlarınız yetmez gibi, aşağılık ne kadar beyan yapabilecek varsa paye verin, kadını aşağılayan cümleleri ardı ardına kurun, kuranı destekleyin. sonra da bunda parmağınız eliniz kolunuz direktifiniz emriniz yok gibi bir de dar ağaçları kurmaya yemin edin. elinizle, dilinizle sistematik olarak kadın katili çocuk istismarcısı üretiyorsunuz ne hapisanelere sığdırabilirsiniz ne öldürmekle bitirebilirsiniz.

kadın ile erkek eşit olamaz; fıtrata aykırı

"kız mıdır, kadın mıdır bilemem"

"kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek"

"anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? anası ölsün öyleyse"

"iş istiyoruz sayın bakanım" "niye evdeki işler yetmiyor mu?"

"kadın çalışarak fuhuşa hazırlık yapar"

"kahkaha atan kadın iffetsizdir"

"kadının fıtratında köle olmak var"

"tecavüze uğrayan kürtaj yaptırmasın"

"hamile kadın sokakta dolaşamaz"

"kadınlar için tek kariyer annelik"

"türk kadını evinin süsüdür"

" 6 yaşında çocukla evlenilebilir "

" kız çocuğu babasının yanında şortla duramaz "

" en az 3 çocuk yapın "

işte bataklık bu.

edit: imla

parola

şu an şukadınsözlüğü hesabımın parolasını biliyorsam ne olayım. ve facebook parolamı ve instagram ve mail ve daha nicesi. neyse ki hepsi otomatik oturum açmada.

kadınların sevmediği kadınlar

aptalca davranan, gücünün farkında olmayan korkak kadınlar. ben bilmem beyim bilir kadınları. durmadan çocuk doğurup , o çocuklar kendi işlerini yapacak yaşa geldikleri halde mental bozukluklara sahipmiş gibi elleriyle besleyen giydiren poposunu silen kadınlar. kendi parasını kazanabilecekken çalışmak istemeyen evde gönüllü hizmetçilik eden kadınlar. bir saat boyunca nefes almadan kocasından şikayet eden " neden boşanmıyorsun " diye sorulduğunda sanki canı alınıyormuşcasına şok olup ortamdan kaçarak uzaklaşan kadınlar. kitap okumayı zaman bulamadığını söyleyip günde 5 saat tv izleyen kadınlar.

misafir odası

o soğuk ve mesafeli bir alandı. evin bir parçası gibi hissettirmeyen, ev gibi kokmayan o odanın varlık sebebi misafirin mühimsenmesi miydi yoksa ev sahibinin itibar mıydı bilmiyorum ama çocukken evde en nefret ettiğim alan orasıydı. kapısı mütemadiyen kilitliydi. misafir gelince açılır ve biz çocuklar o odaya sadece misafirlere hoş geldiniz demek ve ellerini öpmek için girebilirdik.

çocukluğumuz boyunca bir kıçımızı koyup oturamadık o siktiğimin açık renk koltuklarına. duvardan duvara vitrindeki bibloları alıp bir inceleyemedik. misafir çocuğu prens, prenses muamelesi görür biz ayak altından çekilip mutfakta çay demleyip sofra kurar yemek hazırlar bulaşık yıkardık onlar gidene kadar. nasıl bir hiyerarşiydi, nasıl ötelenmek, yok sayılmaktı ! cahil ailelere doğmuş olmak, kız çocuğu olarak doğmuş olmak, üstelik birin üçün beşin üstünde sayıca fazla kız çocukları olarak orada olmak hakikaten dünyada insanın başına gelebilecek en boktan şeylerden biri. bazen kendime bir halt olamadın diyorum ama bunları hatırlayınca kendi alnımdan öpesim geliyor, bu alt yapıyla daha ne olacaktın en iyisi oldun olabileceğinin diyorum.

ne misafir odasıymış arkadaş, resmen üç başlı cehennem köpeği gibi geçmişin karanlığından hırlayarak üstüme atıldı.

çalışanına esir gibi davranan patron

işletme küçük olsun yada kurumsal olsun, genel olarak çalışanın hakları devletin de el birliğiyle gasp edilir. ve işveren de çalışanın emeğini son raddesine kadar sömürmenin peşindedir. bu sistemin herhangi bir yerinde çalışan insan zaten modern köledir.

neyse ki modern kölelikte çalışanın bir iş tanımı vardır. işverenin evi o çalışanın iş yeri olmadığı için, çalışan orada " bu da senin işin " denilerek çalıştırılamaz. işveren bunu buyurabilir, ama buna zorlayamaz. o halde çalışanın zaten az buz olan haklarını koruması lazım ki yeri geldiğinde tüm hakları için mücadele edebilsin. bugün gidip o evde temizlik yaptığı için bir süre sonra aynı iş kendisinden tekrar beklenecek, o zaman da mı peki diyecek? diyemeyecekse o zaman yine başa dönmeyecek mi?

ne olur cesur olun, ne olur korkmayın patrondan, kocadan, babadan, dayıdan , ayıdan ! timurlenk'in karşısında nasreddin hoca gibi yalnız kalsanız da, onun gibi " bize bir fil daha verin " demeyin ! hayat bir haksızlıklar silsilesi, hepsine katlanamazsınız, hepsini yüklenip kaldıramazsınız. hayır demeyi öğrenin, ki sonuçlarına katlanmak o ana katlanmaktan daha zor değil. ilk engeli aşmazsanız yarışa başlayamazsınız, kazanamazsınız.

önce çocuklar otursun

20 kasım dünya çocuk hakları günü’nde change.org’da istanbul büyükşehir belediye başkanı ekrem imamoğlu’nun dikkatine başlatılan bir imza kampanyası.

bu kampanya yetişkinlerin pek çok alanda olduğunu gibi toplu taşıma alanlarında da çocuklar üzerinde kurdukları hiyerarşiye ve bunun yol açtığı kötü sonuçlara, çocukların hak gaspına dikkat çekip, bunun önlenmesini talep ediyor.

kampanya linki: https://www.change.org/p/toplu-ta%C5%9F%C4%B1ma-ara%C3%A7lar%C4%B1nda-%C3%A7ocuklar%C4%B1n-oturma-hakk%C4%B1-ihlal-edilmesin-ekrem-imamoglu

kampanya hakkında daha detaylı bir yazı linki

http://blogcuanne.com/2019/11/23/once-cocuklar-otursun/

kocaya isimle seslenmek edepsizliktir

kendisi hoca imiş, kuran'a uygun olarak açıklıyor durumu. baktığın zaman bu kutsal kitapta koca karısından üstün tutulan kişi midir? evet öyledir. dolayısıyla adamın inandığı kitaba göre de yaptığı çıkarım gayet yerindedir. kuran da her zaman erkeğin kadından üstün olduğunun altı çizilmiştir, adam da ast üst ilişkisinden örnekle açıklıyor bu durumu.

yasalara baktığımızda kadını erkeğe göre 2. sınıf vatandaş olarak tanımlayan bir ibare yoktur oysa. fakat toplum olarak erkek ve kız çocuklarını yetiştirirken en başından bu ast üst ilişkisini kendimiz dolaylı yollarla ima ediyoruz zaten. kadın kocasına ister " efendim" diye hitap etsin ister " benim minnak tatlı aşkitom " diye hitap etsin işler sarpa sardığında hatta işler yolundayken bile içten içe mağdur olan hep kadındır. bu mağduriyeti de biz kendimiz çocuk yetiştirirken inşa ediyoruz. bunun da bilincinde olduğumuz için böyle adamlar çıkıp böyle laflar edince gülüp geçmek yerine endişe ediyoruz. çünkü bu toplumun inancı ve karakteri bu önermeyi rahatlıkla kabul eder, karşılık bulur.

taksim meydanı'nda eğlenen sığınmacılar

" suriye'liler onu yaptı, suriye'liler bunu yaptı " kayıtlı rakamlarla 3,5 milyon suriye'lı sığınmacı alındı. türkiye sınırları içinde 500 bine yakın suriyeli bebek doğdu. 2 büyük şehir dolusu insan nüfusu. bu kadar insanın tek tip davranışlar sergilemesi beklenilemez.

taksim meydanında kendilerince yeni yıl kutlaması yapmalarına gelirsek, bir milli maçtan galip çıkmışlar gibi yaptıkları kutlama. yok öyle bir şey ama, o zaman bu belki sana bana göre sadece biraz saçma o kadar. türk erkeklerinin de çoğu zaman yaptığı gibi bir dolu erkek toplanmış kendi anlayışlarına göre eğleniyor. ne yapsınlar ? mağduruz mağdur deyip kaldırımlarda oturup bütün gün ağlasınlar mı? onu da yapmasınlar ama biraz uyum mu göstersinler ? ayak uyduracakları bir düzen var mı gerçekten ? biz zaten karmakarışığız, asıl canımızı sıkan da bu tam olarak. zaten sorunlu bir toplumuz ve bize çok benzeyen bir dolu insan daha geldi bu sorunların üstüne. işte tam burada ince bir çizgi var, toplumumuz içinde yeni bir düşman daha mı ilan edeceğiz yoksa sorunların çözümü için sorumlulardan talepte mi bulunacağız ? biraz daha mı geri gideceğiz yoksa ilerlemek için çaba mı harcayacağız ?

homoseksüelliği övmeyi modernlik sanmak

homofobinin ilanı olan başlık.

eşcinsellik bir seçim, bir tercih olmadığından reklamı yapılacak özendirilecek bir durum da değildir. eşcinsellik bir yönelimdir. heteroseksüel bireylere eşcinsel olmayı dayatmak kadar abesdir eşcinsel bireylere heteroseksüelliği dayatmak. her iki yönelimin de övülecek veya yerilecek tarafı yoktur çünkü bu bilinçli bir seçim değildir. bilim eşcinselliğin bir hastalık yada bilinçli tercih olmadığını aynı zamanda homofobinin bir hastalık olduğunu artık net olarak ortaya koymuştur.

killa hakan

kafası son derece karışık tuhaf rapçi bir tip. yanımda yöremde olsa ve konuşmaya başlasa arkama bakmadan kaçarım. uykusuzlar kulübüne konuk olduğu bölümü izlemiştim 1 dk içinde farkettim ki beyin hücrelerim ölüyor hemen kanal değiştim.

topuklu ayakkabı dinen caiz değildir

çocukken arkadaşlarım kuran kursuna giderlerdi yazları. mahalleden kendini din hocası tayin etmiş çatlaklar olurdu genelde öğretmenler. sonra ders çıkışları gelip bin gece kabus görmeye yetecek kadar korkunç şeyler anlatırlardı. cinler, büyüler, cehennem ve zebaniler hakkında. devlet okulları da şu an tam o kuran kursları gibi. her kurumda birbirinin kopyası yöneticiler olduğu malum, dolayısıyla şaşırdık mı? hiç değil. yani insan köpeği ısırdığında haber yapsınlar öyle şaşıralım.
Henüz takip ettiği biri yok.