zengin erkekle sevgili olmak

seviyorsa zengin olması anlamsız, sevmiyorsa hayatını anlamsızlaştırıyor haberi yok.

su

yaşam kaynağı, yaşamın devamını sağlayan en güzel sıvı.
vücudumuzun duyduğu ihtiyacın yanında, hastalıklarla savaşabilmek için en büyük destek.
özellikle şu dönemdeki salgında doktorlar ısrarla içilmesini öneriyor.

erkeğin kafasının pipisi kadar çalışması

doğru bir saptamadır. dünya'nın bir çok büyük köşetaşları da bu sayede konulmuştur. hatta böyle olmasaydı sanat dünyası da güdük kalırdı.

kadın ne ister

evde, erkek kardeşi ile arasında ayrım yapılmasın ister.
okulda, istediği bölümü seçmek ister.
işyerinde eşit işe eşit ücret ister.
terfi zamanı erkek rakibine karşı hakkını ister.
anneliğin tadını çıkarırken, ara sıra mola ister.
ev-iş - annelik üçgeninde koştururken, birileri onu anlasın ister.
anlaşılmak ve değer görmek ister.
çok bir şey değil aslında.
biraz nezaket, biraz insanca davranış ister.

maganda kurşunu

ateşli silah ile eğlenmeye çalışan yurdum yaratıklarının zararlı sonucu maalesef. bazen caydırmak için bu konularda sağlam dayak şiddet etkili olabilir

hamlet

william shakespeare'in bir trajedisi.

bir danimarka prensinin, öldürülen babasının intikamını alma hikayesini anlatır.

benim için çok özel bir yeri var bu oyunun.
bana göre hamlet, süslü cümleler kuran, şiirsel bir yapıt olmanın çok ötesinde.

ilk kez karşılaştığımda adeta büyülendim. çünkü hamlet, basit bir intikam öyküsünden ziyade, gerçekleştirilmesi zorunlu olan eylemlerin bile düşünce denizinde boğulmasını konu ediniyordu bana göre.

bir insanın; kendi fikirleri içerisinde verdiği mücadelenin, yapılması gereken her şeyin çok açık bir şekilde önünde duruyor olmasına rağmen, o eylemi gerçekleştirecek fiziksel gücün önüne koyduğu düşünsel engellerin hikayesiydi.

eyleme geçmenin niçin bu kadar zor olduğunu, içerisinde bulunduğum durumu, özetlemek şöyle dursun tam anlamıyla gözlerimin önüne sermişti.

ilk kez 1996 yapımı, kenneth branagh'ın yönetip baş rol oynadığı film ile hayatıma girdi. yaklaşık dört saatlik bir film ile hamlet'i tam metin olarak sinemaya uyarlamıştı ve benim için hamlet olmuştu kenneth amca. benim için hamlet kenneth branagh'tır daha iyi oynayan henüz görmedim.

filmin ardından, eseri defalarca okuyup hamlet'in bazı monologlarını ezberleyecek derecede takıntılı bir hale gelmiştim. hatta uzunca bir süre hamlet'i nick olarak kullanmıştım. bazı platfomlarda hala kullanırım.

isminin baş harfi ile başlayan pozitif kelime

müge anlı

evin içinde bir anda belirmesini ve "ya benim çoraplarım nerede bi buluver" demek istediğim kişidir kendisi.

kanal istanbul

tam bir felaket olduğunu düşündüğüm geceleri uykularımı kaçıran çılgın proje. ülkede her renk var bir fıstık yeşili eksik sanki. töbe töbe.
büyük ölçekli projelerde bugüne kadar ne doğru yapıldı ki bu yapılsın. ülkemizin böyle bir milli sermayesi var ise neden açlıktan insanlar ölüyor ülkemizde. neden kriz var neden zam üzerine zam geliyor neden yaşama hakkimiz elimizden alınıyor neden neden? yok eğer yoksa sermaye nereden gelecek bu değirmenin suyu? osmangazi köprüsü örneğinde olduğu gibi geçecek gemi vaadiyle mi çikilacak yola? geri dönüşü olmayan bu çılgın proje için ülkesini seven insanların soru sorması fikir beyan etmesi neden muhalif olmak olarak algılanıyor? ve neden siyasiler dışında farklı alanlarda uzman kisilerden alınan yorumlar uyarılar dikkate alınmıyor? şunlar artıları, şunlar eksileri ama şöyle göze alıyoruz, böyle çözüm planlıyoruz şeklinde açıklamalar yerine kim ne derse desin bu proje yapılacak deniyor. bu söylemden şunu anlıyoruz ki geri dönüşü olmayan sözler verilmis birilerine ülkemizin içine etmek pahasına. belki de günü kurtarmak derdine sadece. kanal istanbulmuş. kanal türkiye yap da tam olsun. araplara satılan kanal manzarali arsalar bu ülkeye açılacak yüzlerce fabrika onbinlerce işgücü yüzbinlerce karnın doymasindan daha değerli olamaz. olmamalı.
neden felaket olduğunu düşünüyorum:

kyk borcu sorunu

okulun ilk heyecanıyla, çocukların gaflete düşüp aldığı okul bittikten sonrada hayata en az 15.000₺ borç ile başlamak zorunda kaldığı bir durum.
kyk kredisi ile ( ki benim zamanımda en yüksek 180₺ idi) bir arkadaşım bir ayını idame ettiriyordu. başka biri bu kredi ile bilgisayar almıştı.
ama herkes onlar gibi amacına uygun kullandı mı yada onlar da öderken keşke almasaydım dedi mi bilmiyorum.
20 yıl öncesine kadar kyk borçları silinenler varken yakın zamanda çıkan torba yasa sebebiyle kamu borcunu ödememe gerekçesiyle maaşı dondurulan memur arkadaşlar oldu.
kıdemli bir öğrenci olarak tavsiyem, kyk borcunuz varsa sakin olun, arkanıza yaslanıp bekleyin. faiz boyunuzu aştığında af gelecek ve küçük bir faizle geri ödeyeceksiniz.

özgür arduç

ceren özdemir' in katili.

özgür arduç 35 yaşında. 2005'te ordu'da küçük bir çocuğu öldürüp 20 yıl hapse mahkum oluyor. 7 yıl kapalı cezaevinde kaldıktan sonra " iyi hal ! " sebebiyle yarı açık cezaevine alınıp buradan firar ederek sayısız suçlarını işlemeye devam ediyor. hırsızlık suçundan tekrar yakalanıyor ve yine iyi halden yararlanıp tekrar açık cezaevine geçiyor.

" kaldığı açık cezaevinden izinli olarak çıkan katil, bir daha geri dönmemiş. bu süreçte alışveriş merkezinden kıyafetler ve yiyecek çalmış. ceren özdemir'i tanımadığını belirten katil , onu 'kolayca öldürebileceği' zayıf bir kurban olduğu için seçmiş.cinayet günü ceren özdemir'i yaklaşık 4 kilometre takip ettiğini anlatan zanlı, cinayet için önce silah almak istemiş. bunu temin edemeyince zıpkın almaya çalışmış. sonunda bir bıçakta karar kılmış. ceren özdemir'i seçme sebebini ise 'benden güçsüzdü' diye açıklıyor. özgür arduç'un, daha önce de birilerini öldürmek için planlar yaptığını, özellikle güçsüz olan kadınları seçtiğini, bazı kadınları takip ettiğini belirtip şunları anlattı: birçok bayanı öldürmek için takip ettim. ancak çevrede başka insanların olması nedeniyle olayı gerçekleştiremedim. bu amaçla bir dükkanın önünden geçerken bıçağı çaldım. " ( kaynak: internethaber )
cinayetin ertesi günü kendi deyimiyle " yeni avlar " aramaya başlıyor. bir kaç hırsızlık yapıyor . bir kadının tacize uğradığı ihbarı üzerine verilen eşgalle çevrede armaya yapılıyor ve yakalanıyor. polis aracına bindirildiğinde üzerinde hala bir bıçak var ve kelepçesiz.
" -polislerden birinin yanında arka koltukta oturdum. bu sırada polisin boğazına sokmak için bıçağı cebimden çıkardım. polis bu sırada bana döndü. tam bu anda bıçağı göğsüne sapladım. bıçakla ikinci kez hamle yapacağım sırada polis engel oldu. aracı kullanan polis durdu ve bana müdahale etti. bu sırada onu da parmağından yaraladım. yaptıklarımdan pişman değilim." ( kaynak: internethaber )

bir korku filmi senaryosu gibi değil mi? , gerçek olamayacak kadar mantıksız gelmiyor mu ilk anda? ama aslında tüm bunların ardından iç işleri bakanın yaptığı açıklamayı okuduğunuzda taşlar bir bir yerine oturacaktır.

" “söyledikleri var, söyledikleri ne kadar doğrudur, neyi yansıtıyor? elbette ki soruşturma çerçevesinde ortaya çıkacak bir durumdur. şu andan itibaren hem savcılık, kolluk kuvvetleri gerekli araştırmaları yaparak bunun nedeninin tam ne olduğunu ortaya koyacaklar. daha önce bir tanışıklıkları olmadığı, böyle bir süreç içerisinde bulunmadıkları aşikar. bunu farklı yöne evirebilecek bir bilgimiz de söz konusu değil. şu ana kadar yapılan tespitlerde tanışıklıkları söz konusu değil. farklı bir durum söz konusu. inşallah bu durumu tamamen tespit edip, bu cinayetin neden ve niçin gerçekleştirildiği hususunu açıklayabiliriz.

arkadaşlar yılbaşından bugüne kadar onlarca huzur operasyonu yaptık ve binlerce firariyi yakaladık ve devam ediyoruz. bunların bir kısmı bunun gibi cezaevi firarisi, bir kısmı hüküm verilip kanun kaçağı durumunda olanlar var. elbette ki bu kişi de sizin de bahsettiğiniz süreç içinde gerek başsavcılık çerçevesinde kanun kaçağı olduğu duyurularla her tarafa ifade ediliyor ve ekiplerimiz arıyor.
ama böyle bir meseleyle karşı karşıya kalınacağını ve her firarinin bir cinayet işleyebileceğine yönelik bir bilgimiz söz konusu değil. bizim görevimiz bütün firarileri yakalamak ve adalete teslim etmektir. hepimizin görevi bu. elbette ki bu tip eleştiriler muhakkak olacaktır. bütün bu eleştiriler bu kızımızın geri dönmesini sağlamayacaktır. ve hakikaten evinde hiç tanımadığı bir insanı katledecek bir caniyle karşı karşıyayız. açık cezaevinden firar etmiş ve bunu bir cinayete döndürmüş bir caniyle karşı karşıyayız.”

3. havalimanı

ipek yolu projesinin en önemli ayaklarından biri. türkiyeyi bir lojistik hub haline getirmek için planlanmış demir yolu, 3. köprü ile bağlanmış devasa proje.

perde asmak

her kadının başına gelen ev işleri silsilesinden yalnızca bir tanesi. taktırmak için gönüllü olmasa malum er kişi bulunur. oflaya poflaya görev yerine getirtilir.

duyar kasmak

nedense söyleyen kişinin 2000+ yıllarda doğmuş olabileceğini düşündüğüm kelime öbeği.
türkçe'ye duyarlı insanların kullanmaması, kullandırmaması gereklidir.

demir büyüközkaya

biz de oynamalıyız!
bu lafı duyduğunuzda bilin ki derneğe demir büyüközkaya gelmiştir.
ısd'nin en sempatik, çocukla çocuk, büyükle büyük olan olan üyesiydi. dernekte nevzat süer'in vefatına kadar hemen her gün mübin boysan, nevzat süer ile 5 dakikalık çekişmeli yıldırım demetleri oynardı. defalarca istanbul birinciliği olan demir büyüközkaya 2009 yılında vefat etmiştir.

samsung türkiye 'den kadına şiddete hayır

samsung (güney kore) firmasının, resmi türkiye temsilcisi açıklama yaparak, bundan böyle kadına ve çocuğa şiddet, taciz, aşağılama yeralan dizi ve filmlere sponsorluk yapmayıp, reklam vermeyeceklerini açıkladılar.
mükemmel bir gelişme diye düşünüyorum. umarım diğer kurum ve kuruluşlara örnek olur da, televizyondaki dizi ve filmlerdeki şiddet sahneleri son bulur.

olimpiyat meşalesi

olimpiyat meşalesi, olimpiyat oyunlarının sembolüdür. olimpiyat meşalesinin kökeni prometheus'un yunan tanrısı zeus' tan ateşi çalması ile ilgili olarak antik yunanistan'a dayanmaktadır. meşale, ilk defa amsterdam'da 1928 yaz olimpiyatları'nda tanıtıldı ve o zamandan beri modern olimpiyatlar'ın bir parçası olmuştur.
(alıntıdır)

sakalsız erkek

öpülmelik ve öptürmeliktir. sakal batmaz, pambık gibidir.

sarımsak

büyüklerin tabiriyle, "gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış".
hep gülerim bu ifadeye. gerçekten kokusu ömre bedel bir bitki. ben hiç dayanamıyorum. fenalık geliyor üzerime kokusundan ama çok sağlıklı diye, uygun yemeklere bir diş koymaya gayret ediyorum.
sevenlere afiyet olsun.

hoşgeldiniz yeni yazarlar

hoşbuldum, çok teşekkür ederim!