google

zakkum

"belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum içimden "

sözleriyle özdeşleştirdiğim gurup. "belki" umudu bu kadar güzel anlatılabilirdir ancak.

(bkz:rubicon)

sorunsal

sorun haline sokulmamış ama her an sorun olması muhtemel arada kalmış sorun çözüm bir arada olan.

ne sorunu ya hu sadece abartıyorsun. canım yapmak istemiyor de anlayalım .

zengin koca ara butonu

kadın cinsinin kendisine yapmış olduğu şiddet türüdür. aşağılamaktır, aşağılanmaktır.

amy winehouse

bazı ölümlerin ne kadar zamansız olduğunun resmidir amy.
benim için yeri çok ayrıdır, hala hayatını ve yaşadıklarını düşününce duygulanıyorum.

bazıları gerçekten şarkı söylemiyor, şarkıyı yaşıyor. artık yeni şarkılarının olmayacak olması ne büyük kayıp...

you know ı'm no good!

arvento

uydu vasıtasıyla araçların takip edilebildiği bıdı. sistemin takılı olduğu araç ya da araçların nerede, kaç kilometrede olduğu, hız sınırını aşıp aşmadığı ve bunun gibi bir soruya cevap verir. özellikle (bkz:filo)lar için verim arttırıcı bir sistem.

bundan 4 sene evvel şirketimizin satış elemanının satışa çıkıyorum bahanesiyle ofisten ayrılıp bir iki saat sonra başka bir işe gittiğini sayelerinde ispat edebilmiştik. o sıralarda arabayı al, sistemi taktır, tespit et falan kendimizi müfettiş gadget sanmadık desek yalan olur, çok heyecan vericiydi.

siz siz olun şirket arabası deyip yan gelip yatmayın, artık patronlar uyanık.

(bkz:biri bizi gözetliyor)

sinyalizasyon

beyoğlu istiklal caddesinin kopillerinin kendi aralarındaki konuşma şekli. kim birini matizleyecekse diğerlerine sinyal atar ve kimse ona bulaşmaz. kimse matizlenen kişiyi görmez bilmez. .

(bkz:bu kadar da tesadüf olmaz )

srebrenitsa katliamı

sırpların 1995 yılının 11 temmuzunda bosna hersek'in doğusunda kalan srebrenitsa'daki insanlara yapmış olduğu bir soy-kırımdır.

can dündar'ın katliamı yaşayanlardan biri olan hasan nuhanoviç'in anlattıklarını yazdığı bir yazı vardır ki her okuyuşumda dağılırım, toparlanamam...

böyle bir dünyada yaşamak, hele hele çocuk doğurmak; delilik.

''yine bir 11 temmuz'du.
sıcaktı.
hasan panik halinde birleşmiş milletler'in bosna'daki askeri karargâh binasına girdi.
hollandalı binbaşı franken'in odasına daldı.
elindeki listeyi binbaşı'ya verdi.
binbaşı, listeyi önüne çekip incelemeye başladı.
bu, srebrenica'daki potoçari kampında görevli personelin listesiydi.

kampı kuşatan sırplar içeri sığınan boşnak mültecilerin kendilerine teslimini istiyorlardı. 'sadece kamp görevlileri içeride kalabilecek, aksi takdirde kamp bombalanacak'tı.
hollandalı komutan bu baskıya direnememiş ve hemen personelin bir listesinin hazırlanmasını istemişti.
listedekiler kalacak, diğerleri sırplara teslim edilecekti.

kamptaki 25 bin mülteci arasında hasan'ın annesi, babası ve kardeşi de vardı. hasan kampta tercüman olarak çalışmaya başlayınca onları da kampa aldırmıştı.
burada güvende olduklarını düşünüyorlardı.
ama şimdi hollandalı komutan onları sırplara teslime karar vermişti. kararı mültecilere bildirme işi de hasan'a kalmıştı.
hasan, 'sizi teslim edecekler' deyince mültecilerden feryatlar yükseldi. kimi isyan ediyor, kimi sırplara verilmektense ölmeyi tercih edeceğini söylüyordu.
ama, hollandalı komutan kararlıydı.

13 temmuz günü kamp boşaltılmaya başlandı. boşnaklar, hollandalı askerlerin gözetiminde tek sıra halinde kamptan çıkarılıyor ve kapıda sırp askeri araçlarına bindirilip götürülüyorlardı. götürülenlerin hemen öldürüldüğü haberleri geliyordu.
hasan panikteydi.
kendisi görevli olduğu için kampta kalabilirdi, ama ailesi gidecekti.
hiç olmazsa kardeşini kurtarabilmek için bir formül düşündü. komutana götürdüğü personel listesinin sonuna 19 yaşındaki kardeşi muhammed nuhanoviç'in adını yazdı.
listeyi inceleyen hollandalı komutan parmağını listenin sonundaki bu isme basıp sordu:
'kim bu?'
'yeni alınan temizlikçi' dedi hasan, ,'iki hafta önce alınmıştı, ama sırp kuşatması nedeniyle işe giriş formaliteleri tamamlanamadı.'
'hayır. bizde böyle biri çalışmıyor' dedi komutan...
pembe bir kalem aldı ve listeden 'muhammed' ismini sildi.
bu kalem hareketiyle onu hayattan da silmiş oluyordu.

hasan kanı donmuş bir şekilde ayrıldı odadan...
çılgın gibi sağa sola koşturdu. bütün yetkililere yalvardı.
olmadı.
ailesiyle birlikte kamptan ayrılmaya karar verdi. ancak babası vazgeçirdi onu bundan:
'sen kalmalısın ve bu yaşananları tüm dünyaya anlatmalısın' dedi.
kucaklaştılar.
hasan, babasının, annesinin ve kardeşinin kamp çıkışında bir otobüse bindirildiğini gördü.
bu, onları son görüşü olacaktı.

hasan, babasının vasiyetine uyup ömrünü bosna katliamını dünyaya duyurmaya adadı.
sonunda başardı. ama çok geçti.
srebrenica katliamında, aralarında hasan'ın ailesinin de bulunduğu 8 bin boşnak katledilmişti.
katliama seyirci kalan hollanda hükümeti istifa etti.
kamptan alınanların kurşunlanıp gömüldüğü toplu mezarın olduğu yere yıllar sonra clinton tarafından bir anıt dikildi.
hasan, katliamın 11. yıldönümü olan bugün, saraybosna'da halkının mücadelesine devam ediyor.
dünya, bosna'yı unuttu bile...
şimdi israil'in filistin'deki katliamını seyrediyor.''

isminin baş harfi ile başlayan pozitif kelime

31 mart 2019 seçim sonuçları

polisin kapı kapı gezip, kimin kime oy verdiğini sorgulamaya başladığını da gördüğümüz seçim sonuçları. sunshine'nin öngörüsü doğrulanmıştır. seçmen kayıtlarında bir hile olmadığının tespiti yapıldıktan sonra geriye büyükçekmece sakinlerinin fetöden içeri alınması kalacak.

töhmet

işlenildiği sanılan ancak henüz aydınlanmamış olan suç. kişi ayan olmayan kabahat ile itham edilir.

(bkz:zan altında bırakma)

diyanetin faiz açıklaması

devletin ürettiği alkolü almak, her türlü şans oyununu oynamak farz, evde üretilen içki, sarılan tütün haramdır biçiminde devamını beklediğimiz fetvalardır.

hissikablelvuku

olacak bir şeyi henüz gerçekleşmeden önce hissetmek. önsezi. dilimize arapçadan geçmiştir. his kelimesinin, önce mânasındaki kabl ve meydana gelme mânasındaki vuku kelimeleriyle birleşiminden oluşmuştur.

kaynak:lugat 365 - bazı kelimeler çok güzel

televole

türkiye'nin akıllarda kalan ilk magazin programı.
programda levent kırca maraba televole derdi.

aa izlemediniz mi, yemezler.

keşke

yerine " şayet " kelimesini kullandığımdır.

" şayet bunu yapmamış olsaydım ", " şayet öyle demeseydim " der ve dersimi çıkartırım.

la casa de papel

hızlı giriş yapan serilerden, ilk sezon çok başarılı. türkiye'de ki popülerliğine anlam veremediğim bir dizi,orta seviye, yine de izlenebilir .

ölüm

sivrisinek ısırığı

çareyi buldum.
çay ağacı yağı.
sürüyorsun tüm kaşıntı bitiyor.

sen kendini tanımlamazsan başkası tanımlar

(bkz :tanımlamazsan tanımlarlar gülüm)

9 kasım kadın sözlüğü zirvesi

yeni katılımcı olmama rağmen gelmeyi çok istediğim fakat farklı şehirde olduğum için katılamadığım etkinlik, sonra ki insallah...