köfteci yusuf

çatal bıçak seslerinden bir türlü köftesinin lezzetini hissedemediğim köfteci. belki de hissedebileceğim bir lezzet olmayabilir.
uzun yol üzeri idare eder bir yemek alternatifi.

onat soysal

down sendromlu yüzücümüz bu aslan delikanlı, italya'daki avrupa şampiyonasında gümüş madalya almış.
yolun açık olsun delikanlı. tüm arkadaşlarına, örnek olman dileğiyle.

kolonya

yeni doğan bebeği olan ailelere saçma sapan süslü şeyler alınacağına litrelerle alınması gereken en iyi dezenfektandır.

elinizi yıkadıktan sonra kolonyalayıp bebeğinize güvenle dokunabilirsiniz. öyle ki sahrayicedit de eski bir kadın doğumcu tüm hastalarına bir şişe limon kolonyası hediye edermiş.


limon,çay,zeytin,tütün gibi çeşitleri vardır.

black friday

az kaldı şurda 2 gün sonra herşey biticek :) geçen sene güzel indirimler yakalamıştım bakalım bu sene. ? hayırlı cumalar.

okula yeni başlamış minik

alışverişten dönüyorum.
annesiyle önümden yürüyen minik bir kız çocuğu.
tablo şöyle :
üzerine en az bir beden büyük okul forması ayak bileklerine değdi, değecek.
sırtının tamamını kaplamış kocaman pırıltılı pembe bir çanta.
kar beyaz çoraplar.
siyah rugan ayakkabı.
pembiş süslü tokalar.
anneyle sohbet şu şekilde,
-bitti mi?
-bugün bitti kızım.
-yarın yine mi gideceğim?
-evet kızım.
-ama çok sıkılıyorum
-kızım çok seveceksin. bir sürü arkadaşın var sınıfta.
-hepimiz sıkılıyoruz anne.
istemsizce kahka attım.
annenin ikna çabasına engel olmamak için adımlarımı hızlandırıp geçtim onları.
yolunuz açık olsun minik öğrenciler. bilgi, ışıktır. pırıl pırıl bilgilerle donanın. geleceğimiz sizsiniz. şimdi sıkılsanız da.
hepinize kocaman başarılar.

süt sağma

yetişkin bir inekten sabah akşam yapılan işlem..sütler sağılır elle ya da makineyle, sonra mandıralara gönderilir. 1 ineğin varsa oturur icersin. bizim komşunun var 1 tane ineği içmek istediğimde gider sağarım sağdığımı da bi güzel içerim, burdan ona sevgiler...

sadece şeyma

gürgen öz'ün "edebiyata bu kadar düşkün bu kitle bizi daha güzel bir geleceğe taşıyacak" diyerek ti'ye aldığı şeyma subaşı'nın kitabı.

ayrıca kapağındaki fotoğrafın neden oriflame, avon majyaj yüzü gibi bir fotograf olduğunu anlayamadığım ve sosyal medyada milyon takipçisi varken satıldığına ne yazık ki hayret etmediğim kitap-cık.

500t

istanbul'un en bilindik otobüz hattıdır.
bir çok ilişki bir çok arkadaşlık ve yol hikayesi barındırır. haliyle biz de bu arada bir şeyler öğreniyoruz gelenden gidenden.
500t hayat gibidir. sizin kadarınız bellidir. sabah başlarsın servise. çıkarsın yola o durak senin bu durak benim dolaşırsın. en son edirne kapı mezarlığı, son durak. bildiğin hayattır.

kimler biner kimler inerse artık hayat otobüz'üne.

ama şunu bilirim ilk doğduğun gibi başlarsın sefere.
ilk duraktan anneni babanı alırsın hayatına, ailen , sonra arkadaşların ve bir çok kişi biner. hepsini taşırsın, kimi zaman tartışırsın, kimi zaman selamlaşırsın.
ama hepsi son durakta veya kendi durağı geldiğinde iner otobüz'den. sen kendi yolunda gider gelirsin. ama ne olursa olsun tuzla'dan boş kalkarsın, mezarlığa boş girersin

bu kadar felsefe yeter.

bizim durak 130 otobüz. günde 3 bilemedin 4 servis yapıyoruz. yani 3 gidiş 3 geliş. parası da iyi hani.
kimseye bulaşmazsan iyi iş. bazen zorluğu yok değil. hangi işte yok ki... polisi, belediyesi, yolcusu güzel hattır 500t.

sözlükte zirveler oluyormuş bakarsınız bizim otobüz'de bir zirve yaparız. size yol boyunca bütün yaşanmış hikayeleri anlatırım. çekeriz kenara oynarız,güleriz, mangal yaparız. benim bildiğim en zirve bu. dostlarla oldu mu tam zirve bizim için.
yol ancak dostlarla biter yoksa uzar da uzar.

konuyu kapatmak için haklısın demek

bazen ben haklıyım ama şimdi sinirliyim seni de kırmak istemiyorum tamam hadi sen haklısın anlamında kullanılır.

yalnızlık

alışınca geri dönüşü olmayan durumdur. alışkanlıklar öyle ha deyince yokolmaz.

fırsatını bulan erkek aldatır

erkeklerin fırsat kolluyor olmasını düşünmek bile istemediğim, doğru bulmadığım bir söz. bir erkek fırsat kovalıyorsa zaten çoktan o ilişkinin helvasını kavurmalı.

su içsem yarıyor

içilen su yenilen tatlı sonrası olunca yaşanan durum.

yeni yıla merhaba zirvesi

ıstanbul'da olacağım için şanslı bir tarih oldu benim için, gelmeyi düşünüyorum inşallah.

biyometrik fotoğraf

arka planı illa ki beyaz olmak zorunda olan, bu ben miyim dedirten pasaport, kimlik, ehliyet vs için istenen resmi formattaki fotoğraf.

kadınları savunmak için erkeklere saldırmak

başlığın aslı: "kadın hakları savunuculuğu adı altında erkeklere saldırmak" olacaktı.


bir erkek olmadan önce bir insan olarak yazıyorum:

bana göre doğru bir davranış değildir. hatta ileri giderek, kadın düşmanlığı yapan erkeklerinkinden daha kötü bir davranıştır diyeceğim.

eğer biri size kötü davranıyor diye siz de ona kötü davranıyorsanız, bu ona savaş açtığınız ve size kötü davranmasını meşrulaştırdığınız anlamına gelir.

kan davasından hiçbir farkı olmayan bu davranışı kınıyorum ve asla hoşgörmüyorum. belki savaşarak problemlerinizi ortadan kaldıracağınızı düşünüyor olabilirsiniz hatta belki çözersiniz de... ancak bunun bir savaş olduğunu ve savaşta kaybetmenin de olduğunu unutmayın.

kadın - erkek düzleminden alıp başka heryere taşıyabilirsiniz bunu.

siz bir saldırıya yine bir saldırı ile karşılık verirseniz, karşınızdakinin size saldırmasını meşrulaştırırsınız. sonrasında savaşı kaybettiğinizde:" ...ama insan hakları vs." diye zırlama hakkınız kalmamış olur. o noktadan sonrası savaş hukukuna girer.

lütfen bilinçli tepkilerle haksızlıkların karşısında birlikte duralım.

kadınlara karşı işlenen suçların farkında olan, elinden geldiğince bunlarla mücadele etmeye çalışan erkekleri de karşınıza almaya çalışmayın lütfen. insanların hemcinsleri yüzünden hedef tahtasına koyulması etik bir davranış değil. bu davranış çözüm arayışından ziyade kavga arayışıdır.

yanlış anlaşılma olabilir diye edit:

ben burada yalnızca düşündüklerimi yazmadım. hislerimi yazdım. sonuç olarak bir topluluğa destek olmak isterken o toplumun sizi sürekli olarak taşlaması sizin o topluma olan bakışınızı sorgulatabilir. saldırıdan kastım, saldırgan bir dil. sırf karşınızdaki kişinin cinsiytine bakarak, kadına yönelik şiddet konusunda sizden daha hassas olmadığı çıkarımı yapamazsınız. ben sizin ya da başka insanların yaptığı gibi cinsiyet gözeterek savunmuyorum kadınların haklarını. eğer siz de temelinize kadın haklarından önce insan haklarını koyarsanız zaten sorun çözülmüş olur. kadınların ayrı erkeklerin ayrı hakları olduğu bir yanılgıdır. siz şiddet gören kadınları destekliyor olabilirsiniz fakat şiddet gören her insanı savunmak isteyenlere de saygı duyulmalı. her ne kadar kadınlar kadar fazla olmasa da sırf iftira yüzünden linç edilen erkekleri de unutmamalısınız ki eşine şiddet uygulayan kadınlar da var. ben bunu söylerken, kadınların da şiddet uygulamaması gerektiğini söylüyorum ama birileri yine, "kadınlar uygularsa erkekler de uygular" diyorum sanarak tepki gösterecektir. mühim olan kadın olmak ya da erkek olmak değil insan olmak. hatta hayvanları da ayrı tutmak istemiyorum. canlıların özgürce yaşayabilmesi için çabalamak çok daha doğru bir hareket olur. bu problemi birilerine şiddet uygulayarak çözemeyiz. fiziksel bir mücadelede sizden daha güçlü bir erkekle yumruk yumruğa kavgaya girerseniz kaybetmeniz kaçınılmaz. bunu görmek zor olmamalı. savaşlarda çoğunluğa karşı koyabilmenin tek yolu niteliktir ki niteliğin de hatırı sayılır olması gerekir. aksi halde nicelik her zaman galip gelir. eğer "kadına şiddet" ile savaşmak istiyorsanız, bu savaşı şiddet ile değil akıl ile vermeniz gerekiyor.

pazar kahvaltısı

eskiden her yemek zamanı aile bir araya gelirdi. sohbetler edilir, aileyle ilgili konular konuşulurdu. şimdi ise herkes hafta içi çalışıyor veya farklı zamanlarda eve geliyor. ister istemez aile kısıtlı zamanda ve zamanla yarışır şekilde bir hayat yaşanıyor.
işte bu düzende pazar kahvaltısı herkesin birbirini gördüğü, zaman kısıtı olmadan beraber olunan zamandır. kahvaltı bahane.

sen kendini tanımlamazsan başkası tanımlar

elini çabuk tutan yol alır.

istanbul'da park yeri

taşınmadan önce oturduğum semtte pazar kurulacağı günün öncesinde ki akşam evden çıkamazdık. eğer arabayla gidersek döndüğümüzde park yeri bulmamız imkansızdı çünkü.

enter sandman

içinde ninni barındıran bir metallica eseridir.
live versiyonunu daha çok beğeniyorum.

köfteci yusuf

ilk çıktığında bursa’da köfte piyasasını sarsan, halkı köfte ile buluşturan efsane köfteci. yusuf aktaş’ı bir ara mafya ayağından (köfte mafyası) vurdu şeklinde söylentiler de çıkmıştır.

bir bursalı olarak gurur duyduğum bir markadır.