gemici

çiçekçi

gördüğüm her hastanenin önünde "ya burda bir çiçekçi ne iyi iş yapardı" deyip açmayı düşündüğüm dükkan.

kanal istanbul

yapıldığında istanbul ve türkiye'ye olumlu olumsuz vizyon değiştirtecek olan proje. proje ile karadeniz ve marmara birbirine bağlanacak şekilde bir su yolu inşa edilecek.

günlerdir kanal'la yatıp kanal'a kalıyorm. imamoğlu nedemiş kim ne cevap vermiş.

genel düşüncem ise türkiyenin yararına olduğu yönünde.

parfüm nas?l ambalajlan?r ?

parfüm ambalaj?, parfümün görünümünü, korunmas?n? ve sat???n? etkileyen önemli bir faktördür. a?a??daki ad?mlar, parfümün do?ru bir ?ekilde ambalajlanmas?n? sa?lar:
1. ?i?e seçimi: parfüm ?i?esi, güvenli ve uygun bir ?ekilde ambalajlanmas? için uygun bir ?i?e seçilmelidir. ?i?e, parfümün görünümünü etkilemeli ve kolay ta??nabilmelidir.
2. paketleme malzemeleri: paketleme malzemeleri, parfüm ?i?esinin güvenli ve korunmas?n? sa?lamal?d?r. bunlar aras?nda kutu, oluklu mukavva veya benzeri malzemeler bulunabilir.
3. etiketleme: parfüm ?i?esi, ürün ad?, içeri?i, dayanma süresi, üretici ve di?er önemli bilgileri içeren bir etiketle etiketlenmelidir.
4. güvenli ta??ma: parfüm ?i?esi, güvenli bir ?ekilde ambalajlanarak, ta??ma esnas?nda zarar görmemelidir. ?deal olarak, parfüm ?i?esi, güçlü ve güvenli bir kutuya yerle?tirilmelidir.
5. depolama: ambalajlanm?? parfüm, serin ve kuru bir ortamda saklanmal?d?r. a??r? s?cakl?k, nem veya ???k, parfümün kalitesini ve dayanma süresini bozabilir.
bu ad?mlar uygulanarak, parfüm do?ru bir ?ekilde ambalajlanabilir ve mü?terilere sat?labilir.
https://www.mojparfum.com/

yeni yetmelere öğütler

bir üstteki betime cevaben yazılmış edi-büdü kıvamındaki betimlerdir. sadece fikrini yaz çık . burası ne podyum ne de savaş sahnesi .. eğleniyoruz ve kendimizi yazıyoruz. ya hu.
kimseye cevap hakkı doğmuyor burada...

lokum

bazı türleri gerçekten çok çekicidir. özellikle diyet yaparken sanki hipnotize gücüne sahip gibidir. çok çeşitli türleri vardır. farklı ürünlerle kombine edilebilir. ısırıldığı zaman, otomatik olarak vücutta birkaç salgıyı yükselterek keyif verir. denemesi bedava.

yemek kartı

genelde içine yatırılan tutarın günlük yiyecek masrafını karşılamaması sebebiyle anneye/eşe bırakılan yemek kartıdır.

bu tip kartlara şifre koymanın akıllıca olduğu, bir defa kartını kaybedip içindeki limitin tükenmiş olduğunu tecrübe edince anlaşılmaktadır.

(bkz:ticket restaurant)
(bkz:sodexo)

ülkeyi terk etmek

şair

jain

geçenlerde youtube üzerinde gezinirken rastladığım, gerçek ismi jeanne louise galice olan, öğrenebildiğim kadarıyla 1992 doğumlu şarkıcı. minyon tipi nedeniyle daha genç duruyor kanımca. özellikle "come" şarkısı ve klibi hoşuma gitti. isterseniz bir göz atın.

vstrom

japon suzuki firmasının endro sport touring tarzında ürettiği ve 250cc, 650cc, 1000cc kategorilerinde ürettiği motosiklettir.

elalem ne der

mustafa kemal

sadece asker değil, fütürist, lider ve gerçek bir baba. baba dediysem koca bir milletin babası.

babatürk.

nefis yemek tarifleri

boza

boza içilir mi, yenilir mi?
vefalilar bilir ki boza kaşıkla yenilir. net

sözlüğe sadece kadınca şeylerin yazılacağını sanmak

başlık edit edildi

yazarların kendilerini aslında nasıl kısıtladığının aynası gibidir.


işin içinde "kadın" olunca herkes önce bir duruyor sonra kadın nasıl davranıyor, kadın nasıl olmalı, kadınla ilgili konu nasıl işliyor? bunlara kafa yoruyor ve kadın ile ilgili değilse daha doğrusu içinde kadın, anne, kadına şiddet, tecavüz, tek taş, evlilik gibi kelimelr geçmiyorsa ya başlık açılmıyor ya da betim girilmiyor.


kadın ve kadın olmak sadece bu ve bunun gibi konularla mı oluyor? kadın gerçekten hayatın diğer konularından bi haber mi yoksa görmezlikten mi geliyor?
sanat, bilim,siyaset, teknoloji... geçtim her şeyi hiç mi insani olarak paylaşacağı bir şey yok.

sözlüğü neden açtık biliyor musunuz? kadın kendini sadece belli kelimeler ve kavramlara sıkıştırdığı için bu kadar kadına yönelik şiddet, hoş görüsüzlük, tahammül edememe var.
işin kötü tarafı kadın bu düşünüş şekliyle bunu bilinç altından desteklediğini de bilmiyor.

sözlük bütün bunların dışında kendi gibi yazabilsin istediği her konuyu ayıplanma, utanma veya kötü hissetmeden yazabilsin diye açıldı.

hiç ayıplanmanın olmadığı bir ortamı hayal edebiliyor musunuz? korkmadan sadece kendiniz olarak "ol"abileceğiniz. belki de kendi kaderinizi kendiniz yazmaya başlayabileceğiniz bir yer.

işte kadın sözlüğü bunun için var.

ahmed hulusi

değerli okurum;

ahmed hulusi kimdir, amacı nedir diye çok merak ediliyor...

çok özetle anlatalım...

21 ocak 1945 tarihinde istanbul, cerrahpaşa’da dünyaya gelmiş bulunan çocuğa annesi ahmed, babası da hulusi adlarını koymuşlar.

18 yaşına kadar hz. muhammed’i dahi tanımayan bir zihniyetle yalnızca bir yaratıcıya inanmış ve din konusundaki her sorusuna karşılık olarak “sen bunları sorma, sadece denileni yap” cevabını aldığı için de, hep din dışı yaşamıştır çevresindekilere göre!

babasının vefatından üç gün sonra 13 eylül 1963 günü annesinin ısrarıyla gittiği cuma namazında, içine gelen bir ilhamla din konusunu tüm derinlikleriyle araştırma kararı almış, o günden sonra beş vakit namaza başlamış ve abdestsiz dolaşmamaya karar vermiştir.

din konusuna önce diyanet’in yayınladığı on bir ciltlik sahihi buhari tercümesini, sonra tüm kütübi sitte’yi ve rahmetli elmalılı’nın “hak dini” isimli tefsirini okuyarak girmiştir. iki yıla yakın bir süre zâhir ilimleri itibarıyla olabildiğince geniş kaynakları incelemiş, yoğun riyazatlar ve çalışmalarla kendini tasavvufa vermiş; ilk kitaplarını 1965 yılında yazdıktan sonra kendindeki açılım ve hissedişleri 1966 yılında yazdığı tecelliyat isimli kitabında yayınlamıştır. bu kitap onun 21 yaşındaki bakış açısını ve değerlendirmelerini ihtiva etmesi itibarıyla geçmiş yaşamı hakkında önemli bir değerlendirme kaynağıdır. 1965 yılında tek başına hacca gitmiş ve hayatı boyunca kendi yolunda hep tek başına yürümüştür!

prensibi, “kimseye tâbi olmayın, kendi yolunuzu kendiniz çizin, rasulullah öğretisi ışığıyla” olmuştur.

1970 yılında akşam gazetesi’nde çalışırken ruh ve ruh çağırmalar konusunu incelemeye almış ve bu konuda türkiye’de konusunda ilk ve tek kitap olan “ruh insan cin”i yayınlamıştır.

kurân’daki “dumansız ateş” ve “gözeneklere nüfuz eden ateş” uyarılarının “ışınsal enerjiye” işaret ettiğini keşfetmesinden sonra, kuran’ın işaret yollu açıklamalarını değerlendiren, bundan sonra dinsel anlatımdaki işaretlerin bilimsel karşılıklarını deşifre etmeye çalışan ahmed hulusi, bu alanda ilk çalışmasını 1985 yılında “insan ve sırları” isimli kitabında açıklamıştır.

daha sonraki süreçte kuran’da kelimeler bazında yaptığı çalışmalarla keşfettiği gerçekleri hep çağdaş bilgilerle bütünleştirmiş; kendisini, “din” olayını, allah adıyla işaret edilenin tamamen entegre bir sistem ve düzen’i temeline oturtarak, hz. muhammed (aleyhisselam)’ın neyi anlatmak istediğini “oku”maya vermiştir. bu yolda edindiği bilgilerin bir kısmını kitapları ve internet aracılığıyla da toplumla paylaşmıştır.

islâm dini’ni, kur’an-ı kerim, kütübi sitte (altı önde gelen kitap) hadisleri temelinde kabul ederek inceleyen, geçmişteki ünlü tasavvuf simalarının çalışmalarını değerlendirerek gereklerini yaşadıktan sonra, bunları günümüz ilmiyle de birleştirerek değerlendiren ve mantıksal bütünlük içinde bir sistem olarak açıklayan ahmed hulusi, insanların, kişiliğiyle değil, düşünceleriyle ilgilenmesini istemektedir.

çünkü, bu alanda tek örnek hz. muhammed’dir!

basit beyinler yaşamlarını, kişiliklerle ve doğal sonucu olarak dedikodu ve gıybetle tüketirlerken; gelişmiş beyinler, fikirlerle ve düşünce dünyasının verileriyle ömürlerini değerlendirirler!

bu nedenledir ki, ahmed hulusi kendisini ön plana çıkartmamakta, kitaplarına 40 yıla yakın zamandır “soyadını” koymamaktadır; insanların şu veya bu şekilde çevresinde bir halka oluşturmaması için... bugün dahi, görüştüğü çok az sayıda insan vardır. bu yüzden aşırı boyutlarda tepki almasına rağmen bu konudaki tutumunu ısrarla sürdürmektedir.

anadolu’nun beş-altı yerinde bazı kişilerin kendilerini “ahmed hulusi benim” şeklinde tanıtıp, çevrelerine insanlar toplayıp, onlardan maddi menfaat toplama girişimlerini duyunca da, kitaplarına resim koymak zorunda kalmış, bu suretle söz konusu sahtekarlığı önlemiştir.

sürekli sarı basın kartı sahibi gazeteci ahmed hulusi, bu alan dışında profesyonel olarak hiçbir işle uğraşmamış, hiçbir teşkilat, dernek, parti, cemaat üyesi olmamıştır. bütün yaşamı, çağdaş bilimler-islâm-tasavvuf araştırmalarıyla devam etmiş, kitap ve yazılarıyla, sesli ve görüntülü sohbetlerinin tamamını internet üzerinden okuyucularına ücretsiz ve tam metin olarak indirilebilir şekilde yayınlamış ilk yazardır. tüm düşünce ve bakış açılarıyla beklentisiz olarak apaçık ortadadır!

28 şubat öncesi şartlar dolayısıyla, eşi cemile ile önce londra’da bir yıl yaşayan ahmed hulusi, 1997 yılında amerika’ya yerleşmiş ve hâlen orada yaşamını sürdürmektedir.

mevcut bilgileri ışığında, tamamen insanlardan uzak kendi “köy”ünde yaşamayı tercih edip, herkese, orijinal kaynaklara göre rasulullah’ı ve kuran’ı aracısız olarak yeniden değerlendirmeyi tavsiye etmektedir!

zira, hz. muhammed’in açıkladığı sistem’e göre, “din adamı” diye bir sınıf asla söz konusu değildir! her fert direkt olarak allah rasulü’nü muhatap alıp o’na göre yaşamına yön vermek zorundadır! tâbi olunması zorunlu tek kişi, allah rasûlü muhammed mustafa aleyhisselâm’dır. o’nun dışındaki tüm kişiler istişari mahiyetteki kişilerdir ve yorumları kimseyi bağlamaz!

herkes yalnızca allah rasulü ve kur’an bildirilerinden mesûldür! bunun dışında kalan tüm veriler kişilerin göresel yorumlarıdır ve kimseyi bağlamaz!

işte bu bakışı dolayısıyla da ahmed hulusi insanların kendi çevresinde toplanmasını veya kendisine tâbi olmasını kesinlikle istememektedir. anlattıklarının sorgulanmasını, araştırılmasını tavsiye etmektedir. bana inanmayın, yazdıklarımın doğruluğunu araştırın, demektedir!.. bu yüzden de insanlardan uzak yaşamayı tercih etmektedir.

bu bakışı dolayısıyladır ki, ahmed hulusi’nin ne bir tarikatı vardır, ne bir cemiyeti ve ne de herhangi bir isimle anılan topluluğu!

ahmed hulusi, çeşitli çevrelerce kendisine yakıştırılan her türlü pâye, ünvan ve etiketlerden beridir! o, sadece allah kuludur!

kimseden maddi veya siyasî, ya da manevî bir beklentisi olmayıp, yalnızca kulluk ve bir insanlık borcu olarak bilgilerinin bir kısmını okuyucularıyla paylaşmaktadır.

ahmed hulûsi, yalnızca...

düşünebilen beyinlerle düşüncelerini paylaşmaya çalışan bir düşünürdür!

hepsi, bundan ibaret!

hiçbir yazılı, sesli veya görüntülü eserinin telif hakkı olmayan yazarın eserleri, pek çok değerlendiren tarafından orijinaline uygun olarak bastırılıp, karşılıksız olarak çevrelerine dağıtılmaktadır... bugün milyonlarca ailenin evinde ahmed hulusi imzalı eserlerin var olması, onun için yeterli şereftir.

bu konulardaki detaylı çalışmaları aşağıdaki bazı internet sitelerinden inceleyebilir, dilediklerinizi tümüyle kendi bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

https://www.ahmedhulusi.org/tr

http://www.allahvesistemi.org/


sonuç olarak şunu vurgulayayım...

herkesin görüşü kendi bilgi tabanının sonucu kadardır! bu eserleri kendiniz değerlendirmeye çalışın! yazarla değil, yazılanla ilgilenin. sizlere karşılıksız olarak verilen bu allah hibesi ilmi hakkıyla inceleyin.

ebedî yaşamınıza yön verebilecek düzeyde allah ve sistemi’ni (sünnetullâh’ı) anlatan bu eserler umarım sizlere yeni ufuklar açar.



saygılarımla,

(bkz:ahmed hulusi)

(bkz:https://www.ahmedhulusi.org/tr/yazi/sevmek)

çeyiz serme

bir annenin yıllardır hevesle ilmek ilmek kızı için biriktirdiği emeğini gösterme günü. olmasa da olur diyen bir grup ama anneye bir haz verecekse başüstüne..

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

diğer ülkelerle farkımızı, kutlamalarda da ortaya koyarak, taksim meydanında toplanan kadınları polisimiz biber gazı ve plastik mermi armağan ederek ödüllendirmiştir.
türk kadını armağana doymaz zaten ömür boyunca :
aileden, eğitim hakkının kısıtlanması,
erkek çocuktan sonra gelme,
kocadan babadan dayak,
patrondan, çok çalışma az ücret,
toplumdan, mahalle baskısı,
daha da fazlası, öldürülür. hiç acınmaz.
kadın emekçiler gününüz kutlu olsun.

kesintisiz uyumak

gece hiç uyanmadan uyumak.
benim son 3 senedir bir gece bile yaşayamadığım, duyunca gözlerimin dolduğu mucizevi olay.
ah şöyle bir uyusam hiç kıpırdamadan aynı şekilde sabah uyansam. ama sanırım istesemde yapamam artık kesintili uyumak vücudumun heryerini sardı, kendimi onsuz düşünemiyorum.