Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır.
Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
daha fazla bilgi
sözlükte bu betik ile yapılan tanımlamalar güzel. evet hoş bir hareket değil kesinlikle katılıyorum. hiç konuşmadım diyene de söylediğini referans alarak saygı duyuyorum. kendi düşüncem yüksek ihtimalle çok sinirlendiği bir zaman samimi bulduğu bir kişiye sinirlendiği kişiden bahsederken konuşmuştur. açık sözlü olmak gerek.
sefere giden ordunun aileleri ve sevdiklerinden ayrıldığı yerdir. çeşme hem yola çıkan askeri uğurlamak hem de arkalarından su dökmek için kullanılırmış.
aynı şeklide seferden dönen ordu burada aileleriyle kavuşurmuş. nautilus avm 'nin fenerbahçe'ye doğru olan tarafında mezarlıkların olduğu yerde görebilirsiniz.
şimdi ise bir metro durağı. 500t'nin deyimiyle necla'nın anonsu ile hatırladığımız yer. bir sonraki durak ayrılık çeşmesi; adına yakışır şeklide karşıya geçmek isteyenleri, kadıköy'e gitmek veya kartala gitmek isteyen herkesi ayırır.
bir taşınmaz üzerinde sahibinin değil de bir başka kişinin veya kişilerin yapısının bulunmasıdır. bu yapı bir ağaç bile olabilir. ... burada önceki hissedarlara muhdesat denir ve bu kişiler bahsedilen yapılar veya ağaçlar üzerinde hukuk önünde hak sahibi sayılır.
bir dikili ağacınız varsa ve toprak sizin değilse bu muhdesat'tır.
internet haberlerinde üniversite ile ilgili bir haber oldu mu hiç düşünmeden fotoğraf olarak kapısını koydukları üniversite.
yök'ten yeni açıklama!! üniversiteler açılıyor mu? >>>fotoğraf>>>istanbul üniversitesi kapısı
yks sınav başvurusu ne zaman? işte 2021 sınav takvimi!>>>fotoğraf>>> istanbul üniversitesi kapısı
ayrıca aşırı geçiş yapmak istediğim üniversitedir. geçen sene hak kazanmama rağmen teknik aksaklıklardan ötürü kayıt yaptıramamıştım. peki vazgeçtim mi ? asla. bu sene sonu şansımı yine deneyeceğim.
bazı tarihçilere göre 78 bin, bazılarına göre 88 bin askerimizi allahüekber dağlarında, donarak, delirerek,tifo tifüs gibi nedenlerle şehit verdiğimiz harekattır.
aziz hatıralarını minnetle anıyorum.
insanların çocukluktan bu yana gizliden gizliye olmak için çaba sarfertiği kişilik bozukluğu.
eğitim sisteminin kişileri kemdi rızasıyla sömürmek için rol model olarak öne çıkardığı önemli şahsiyet. önemli olan kişi hep önemli olmak için yapabileceği ucuzluğun haddi hesabı yoktur.
inanmıyorsanız televizyonu açın ve seyreyle yin cümbüşü.
soyutlanmış ama kendi içinde dünyası olan bir kasabada geçiyor dizi. sıcak, akıcı...
kendimi rahat bırakıp elimdeki sıcak çay kupası ve dizimdeki battaniye ile koltuğa gömülmek istediğim bu uzun hastalık ve yoğunluk sonrası nadas dönemimde bana tanıdık duygular hissettirdi bu dizi.
ilk sezonu 10 bölüm.
spoiler!
diziye başlama sebebim tamamen tesadüfi, alexanda'ya olan yüksek beğenim değil.
dijitürk'te gordon ramsay'in yapımcılığını ve jüri üyeliğini üstlendiği yarışmanın türkiye versiyonu. ülkemiz uyarlamasında her zamanki gibi kavga gürültü eksik olmuyor, orjinal yemekler çıkmıyor ve profesyoneller yarışmıyor.
meraklı melahat olarak her konuya daldığım gibi blockchain konusuna da bitcoin alarak girmişliğim vardır. sonra btc ile bişeyler aldım sattım, sonra sıkıldım. dediklerine göre on sene sonra unuttuğum o hesabım ile milyoner olacakmışım, göreceğiz bakalım.
(bkz:el mi yaman ben mi yaman)
modern türk edebiyatının en keskin kalelerinden,mizah ustası. türklerin yüzde 65'i salaktır diyerek bütün okları kendine çevirmiş ve yıllarca tartışılacak bir konu ortaya atmıştır.
spoiler!
biraz araştırma da yaptım sizin için yazmışken yarıda bırakmak olmaz. ne öyle slogan atıp kaçma gibi
1915 senesinde istanbul'da dünyaya gelmiş 1937 senesinde ankara harp okulu'ndan mezun olmuş. bildiğin askeri eğitimi var yani. muhtemelen askeriyeyi bu kadar eleştirmesi de bu yüzden. 1944 senesinde subaylık yapmayı bırakarak gazete yazarlığına millet dergisi ile başlamış.. sonrasında sabahattin ali ile birlikte marko paşa, malum paşa, merhum paşa, (bkz:ali baba) adlı dergileri çıkardı.
kısa sürede dünya çapında tanınan bir mizah yazarı oldu. bunun yanında kendi başına yayınladığı (bkz:zübük) isimli bir dergisi bulunmaktadır. 1956 senesinde bir ara düşün yayınevi'ni kurmuştur.
1972 senesinde nesin vakfı'nı kurdu. bu kurumda her sene 4 kimsesiz çocuğu okutarak, meslek sahibi yapılmıştır. hayatını bağımsız bir yazar olarak devam ettirdi. aziz nesin, 6 temmuz 1995'de geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti
kadına şiddeti önlemek çok basit aslında, bir imzaya bakar. bakıyor, bakıyormuş! çocuğa şiddeti, istismarı önlemek de öyle, basit yani. bir imza yetiyor, yetecekmiş yani ! niye kimse duymuyor bu adamı yahu? dili dimağı kurudu söylemekten, diyor ki; " bu vahim olayları, bu korkunç olayları engelleriz, yeter ki idamı geri getirsinler". " " ben " diyor " altına imzayı atmaya hazırım " sonra bir tek o mu başka bir kadın da çıkıp diyor ki " yok efendim, ben daha güzel imza atarım idam kararının altına " sonra diğerleri, imzalarım, imzalarım, imzalarım! diye çığırıyor.
her ağzınızı açtığınızda terör estirin, her lafınızla toplumu bölün, parçalayın, ayırın, cinnetin eşiğine getirin. bizatihi kendi beyanlarınız yetmez gibi, aşağılık ne kadar beyan yapabilecek varsa paye verin, kadını aşağılayan cümleleri ardı ardına kurun, kuranı destekleyin. sonra da bunda parmağınız eliniz kolunuz direktifiniz emriniz yok gibi bir de dar ağaçları kurmaya yemin edin. elinizle, dilinizle sistematik olarak kadın katili çocuk istismarcısı üretiyorsunuz ne hapisanelere sığdırabilirsiniz ne öldürmekle bitirebilirsiniz.
kadın ile erkek eşit olamaz; fıtrata aykırı
"kız mıdır, kadın mıdır bilemem"
"kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek"
"anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? anası ölsün öyleyse"
"iş istiyoruz sayın bakanım" "niye evdeki işler yetmiyor mu?"