Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır.
Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
daha fazla bilgi
türk filmlerinde beklenen sondur. bir dönemin filmlerine bakın hep mutlu sonla biter. bu hep o dönemin zorlukları içerisindeki halka bilinç altından verilen mesajıydı. her ne zorluk olursa olsun mutlaka iyi olacağı şeklinde direnmeye davet ediyordu.
sonraları 80 ihtilali oldu ve hayatımıza televizyon adında bir çocuk daha geldi. bizi, aileyi böldü ve artık içinden ticaret geçen senaryolar izlemeye başladık. mutlu sonlar artık patronların istediği bir şey oldu.
bu ne öfke, bu ne insanlık dışı davranış insanın inanası gelmiyor. yaşlı başlı adamsın, yaşından utanır insan o ne öyle kaportaya çıkıp tepinmeler.
ıyiki kayıt alınmış yoksa kimsenin inanası gelmezdi.
bursa'da küçük aralıklarla sert ama ılık esen, eskilerin "kara kor gibi, insana kar gibi" olarak nitelendirdikleri lodostur.
bir rivayete göre; tabiata hükmedebilen ve bütün canlılarla konuşabilen hz.süleyman peygamber rüzgara binmiş dünyayı gezerken bugünkü adıyla uludağ'ın üstünde ovayı görebilen bir yere inmiştir. yanındakilere "şu dağın eteklerinde bir şehir olsa ne güzel olurdu" der. yanında bulunan alimlerden bir kişi "efendim burada zaten bir şehir vardı, ama nuh tufanı'nda battı." diye cevap verir. bunun üzerine hz.süleyman sert esen lodos rüzgarına emreder. "es !!" lodos esmeye başlar, tozu dumana katar ve batık şehrin duvarlarını ve kapılarını ortaya çıkarır. hz.süleyman bu mekana bir şehir kurulmasını emreder. bu olayla birlikte lodos bursa şehri'nin bir parçası haline gelir ve uzun olmayan aralıklarla bu şehirde güç gösterisi yapar.
yaşlıların anlatageldiği bir rivayetten ibarettir.
genelde kronik hastalık veya durumlarda hastanın zihninde iyileşiyorum bu ilaç bana yararlı oldu algısı oluşturan, genelde yan etkisi olmayan ilaçların bütününe verilen ad.
tıp, hastalıkların ana sebebinin düşünce gücü, frekans ve beyin tarafından üretilen varsayımlar olduğunu fark ettikten sora oluşturulan tedavi biçimidir.
nereden üretildiği belli olmayan anlamsız bir tümce. işten kaçmak, iş yapmamak anlamına gelir. işten kaçmak, iş yapmamak zaten başka şekillerle anlatılabiliyordu.
koyu kahve renkli, buruk biraz acı ve kestaneye özgü tadı ve kokusu olan baldır.
antiseptik özelliğiyle tanınır. ve bütün koyu renkli ballar gibi antioksidan olması sebebiyle kansere karşı koruyucudur.
rengi koyu kıvamı gevşek olan kestane balı, bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra öksürük, astım, bronşit ve nefes darlığı gibi çok sayıda hastalığın tedavisinde etkili olduğu için “doğal antibiyotik” olarak da adlandırılıyor.
birçok bakterinin antibiyotiklere direnç kazanmasından sonra balın iyileştirici etkisi yeniden keşfedildi. ancak uzmanlar, insanların fabrika ortamında ısıl işlemden geçmiş doğal olmayan balla kendi kendilerini tedavi etmemeleri konusunda uyarıyorlar. nitekim balın kristalleşmesini önlemek için ambalajlama sırasında uygulanan ısıl işlem balın doğallığını kaybetmesine yol açmaktadır.
. ayrıca kestane balı'nın, kanın temizlenmesine ve kemiklerin kuvvetlenmesine de yardımcı olduğu kanıtlanmıştır.
meclis lokantasında üç beş paraya yenilebilen yemek çeşidi 550ye çıkarılmış,vekillerimiz seçmekte zorlanıyorlarmış. vekillerimiz seçim de zorlanıyor, millet geçim de. ne diyelim? afiyet olsun beyler. çok şey söylemek lazım da! ne de olsa "silivri soğuktur şimdi"
suzuki'nin vstrom serisinde ürettiği en düşük cc'li motosiklettir. 100km'de 3 lt civarında yakıt tüketimi ile 652cc'lik bmw scarver modeliyle hemen hemen aynı yakıt tüketim dğerlerine sahiptir. çift silindir oluşu ise titreşim yönünden bir başka avantajdır. suzuki bu modelde son hızdan çok çekişe önem vermiştir. dolayısı ile maksimum 135-137 km/s lik bir son hıza sahiptir. 250cc motosikletler içindeki en iy görünüme sahiptir.
yıllar yıllar sonra sözlüğe dönen yazarın betimler arasında gezerken içinden geçirdiği garip duygudur.
arkadaşlıkları, konuşmaları, kavgaları kısacası her şeyi düşünüp koridorlar arasında dolaşmaktır.
bir güneş ışığı.
naif, dolu, candan ve sözlüğün hak ettiği yere gelmesi için canla başla çalışan...
nasıl hayal ediyorsanız emin olun öyle bir gerçek ile karşılaşıyorsunuz.
bir dost, bir abla kazandık. ne mutlu.