dijital hizmet vergisi

dijital dünyada iş yapan ve dijital dünyada sergilenen herhangi bir üründen faydalanan, sahiplenen herkesin bir şekilde ödeyeceği vergi türü.

asit

türkçe'ye hamız olarak çevirilen, sulu çözeltilerinde ortama hidrojen iyonu verebilen kimyasal bileşenlerdir. mavi turnusol kağıdının rengini kırmızı renge çevirirler.

youtuber

youtube satan.
şaka şaka gizem abla yokken betimlerde hatırlatyım istedim.
youtube üzerinden para kazanan kimseler. aslında çok faydalı olanları da var.

bitcoin

sanal para. bir varmış bir yokmuş şeklinde para cinsi.
karşılığı olmadığı için bir sabah kalktığınızda bir de bakmışsınız beş kuruşunuz kalmamış

zakkum

ben ne yangınlar gördüm ve anason şarkılarıyla yerini sağlamlaştıran grup. ikisinin de tadı bambaşka...

sardunya

anavatanı güney afrika'dır.
dört mevsim çiceğidir. kapalı ve açık alanda yaşar. kırmızı, beyaz, pembe ana renkleri olmakla birlikte aşılama yoluyla farklı renklerde elde edilmektedir.
küçücük bir filizden kocaman bir saksıya dönüşür. hiç nazlı değildir. güneş ve su herşeyidir. biraz da vitamin desteği sağlanırsa minik bir sardunya ormanınız olabilir.
anlamı bitmeyen sevgi demekmiş, uzun ömürlü olması nedeniyle uygun görülmüş.
sevdiklerinize gönül rahatlığıyla hediye edebilirsiniz.

doktorun doktoru bıçaklaması

iş arkadaşını acımasız bir şekilde katleden doktorun diseksiyon dersinin etkisinde kalmış olabileceğine yormak istediğim eylem.

oğuz aral

mustafa reşit galip

mustafa reşit baydur 1893 yılında rodos'ta doğdu. babası mahkeme reislerinden mehmet galip bey, annesi rodoslu münevver hanım'dır.

ilk ve orta öğrenimini rodos'ta tamamladıktan sonra liseyi izmir'de okudu. milliyetçi, hırslı, heyecanlı bir gençti. ıı. meşrutiyet'in temmuz ayında ilan edilmesinden esinlenerek lisenin son sınıfında iken “ferday-ı temmuz” adlı bir gazete çıkardı.

1911'de istanbul tıbbîye mektebi'ne girdi. tıbbiye öğrencisi iken arkadaşları için “hakikat” gazetesi adlı bir gazete ve “sivrisinek” adlı karikatür dergisi çıkardığı gibi, istanbul'da çıkan çeşitli gazetelerde yazıları yayımlandı. okulda türk ocakları'nın bir şubesini açtı ve diğer askeri okullardaki ocakların müfettişliğini üstlendi. öğrenciliği devam ederken gönüllü olarak balkan harbi'ne katıldı ve yaralandı. ardından ı. dünya savaşı'na katılmak için gönüllü odu; çatalca ve kafkasya cephelerinde savaştı; erzurum’da hastalanarak geri döndü. tıbbiye’yi 1917'de bitirebildi.

mezuniyetinden sonra aynı fakültede asistan olarak çalıştı. beğenmediği öğretim sisteminin yenileştirilmesi için “mekteb-i tıbbiye” adlı bir broşür yayınlayan reşit galip, bir sonuç alamayınca istifa etti.

dolmabahçe'de cumhurbaşkanının sofrasında bulunduğu bir gece, milli eğitim bakanı esat bey'i eleştirmesi, reşit galip'in atatürk'le çatışmasına neden olmuş, kısa bir süre için ilişkilerini gölgelemişti. ancak çok geçmeden esat bey istifa edince 19 eylül 1932'de bakan olarak reşit galip bey atandı.

26 eylül 1932'de açılışı yapılan türk dil kurumu'nun başkanı samih rıfat bey hayatını yitirdiğinde, milli eğitim bakanlığı'nın yanısıra bu kurumun başkanlık görevini üstlendi. bakanlığı sırasında ilkokuldan başlayarak öğrencilere atatürk ilkelerine bağlılık ruhu aşılamaya yönelen reşit galip cumhuriyet 10. yılını doldururken 23 nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün çocuk haftası’nı açış konuşmasında da bu metni tekrar etmişti. bu konuşmanın ardından bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile cumhuriyet'in 10. yılından başlayarak okullarda bu ant sürekli hep bir ağızdan okutulmuştur. dünyanın sayılı müzeleri arasına giren anadolu medeniyetleri müzesi onun bakanlığı döneminde tasarlandı. milli bir müze kurulmasının yanı sıra milli kütüphane ile ilimler ve sanatlar akademisi'nin kurulması onun bakanlık dönemine kararlaştırılmıştı.

bakanlıktan ayrıldıktan sonra rahatsızlığı zatürreye dönüşen reşit galip, 5 mart 1934 günü hayatını kaybetti. cebeci asri mezarlığı'na defnedildi. reşit galip bey, evli ve 3 çocuk babasıydı.

(bkz:andımız)
(bkz:türkçe ezan)

datça

canım memleketimin canım ilçesidir. yıllar önce ortaokuldayken resim yarışması için gidip görmüştüm. o zamanlar şu an olduğu kadar popüler ve turistik değildi. sakin bir kalabalığı, küçük de bir şehir merkezi var idi. şu ansa insanlardan ve yaldızlı otellerden geçilmiyormuş, öyle duydum.
unutmadan can yücel'in evi ve mezarı bulunmakta bu ilçemizde. adamı şair yapan o hava şimdi delirtmekten başka işe yaramaz.

emzirme

anne kişisinin bebeğini kendi sütü ile beslemesi eylemine denir. süreç sancılıdır. gelmeyen süt, göğüs ucu yaraları, meme reddi gibi komplikasyonlar yaşanabilir ancak emzirebilen anne her halükarda durumdan şikayetçi değildir. çünkü çocuğuna şifa kaynağıdır.
rezene ile süt arttırma çabası ile girilen yola, adaçayı ile elveda denilir.

tavsiye edilen süre 2 yıldır.

kadının beyanı delile bakılmaksızın doğru kabul edilmesi

düzgün bir hukuk sistemi şahısların cinsiyetiyle ilgilenmemeli.

delil aramaksızın kadının lafına güvenmek, "hiçbir kadın yalan söylemez." demektir ve bu uygulama insan haklarına aykırıdır. suçun kadını erkeği olmaz. bunu savunan kesinlikle faşisttir ve empati yoksunudur. hiçkimse bir başkasının ağzından çıkan birkaç cümle yüzünden işlemediği suçlardan hüküm giyemez. giymemeli. eğer öyle olması gerektiğine inanıyorsanız, kendi çocuklarınızın tecavüzcü damgası yiyerek hapis yatmasını ve kalan hayatını o leke ile geçirmesini diliyorum. umarım bu şekilde anlarsınız saçmaladığınızı.

sadece hukuk değil bugün herhangi bir yerde bir kadın tarafından iftiraya uğrayabiliyor erkekler. bunun sonucunda ne olduğunu bile bilmeyen, olaydan bihaber bir kalabalık tarafından darp edilebiliyorlar.

herhangi bir sevgili çifti düşünün mesela, mutlu mesut beraber yaşıyorlar. erkek ayrılmak istediğini söylüyor ve kadın tecavüz ettiği gerekçesiyle adamı şikayet ediyor... kadının vajinasında adamın sperm örnekleri de mevcut... hadi buyurun cenaze namazına.

bu tutum katil yetiştirir. bu tutum şiddeti arttırır. insanların haklarına açıkça saldırıp, onların uysal birer kedi gibi boyun eğmesini bekleyemezsiniz. ben burada erkek olarak değil bir insan olarak söylüyorum: eğer o şekilde bir iftiraya maruz kalırsam, o iftirayı atan şahıs, kadın ya da erkek, kendisine kaçacak delik arasın. dünyasını başına yıkarım. bu işin kadını erkeği olmaz gerekirse ömrümün sonuna kadar hapis yatarım, gerekirse idamı göze alırım ama o kişiye dünyayı dar ederim.

külçe altın

bir erkek çocuğun ardından ikiz kızları doğurduktan sonra eşimden beklediğim kıymetli maden

stanford hapishanesi deneyi

insanların güç ellerindeyken nasıl davrandıklarını ölçmek için yapılmış sosyal deneydir.

stanford üniversitesinde bir hapishane ortamı oluşturuyorlar ve birbirinden farklı olmayan bir grup insani iki gruba ayırıyorlar.
bir grubu gardiyan diğer gurubu da suçlu olarak görevlendiriyorlar. yani bir grup gardiyan gibi davranacak diğer grup ta suçlu...
ne oluyor biliyor musunuz?
deneyin başlangıcının daha ikinci günüden gardiyanlar sebepsiz olarak suçlulara baskı yapmaya başlıyorlar. gereksiz baskıya suçlular da cevap eriyor ve isyan ediyorlar ve deney 14 gün devam etmesi hesaplanmışken 6. gününde iptal edilmek zorunda kalınıyor.

gelelim sonuca; toplumlarda belli kesime belli özellikler verildiğinde veya o yönü poh pohlandığında o grup o özelliğin bir şey olduğunu düşünüp ona göre davranıyor. bu özellik ırk, cinsiyet( kadına gereksiz önem veya erkektir yapar gibi durumlar da dahil olmak üzere), eğitim, zenginlik vs gibi olabiliyor.

sonra ne mi oluyor?
kürt sorunu
kadın hakları ( ya hu zaten eşit haklara sahibiz bir de sanki bahşediyormuş gbi veriyorlar)
suriyeliler sorunu ( aynısını yıllarca almanya'daki vatandaşlarımız yaşadı. tab ki savaştan kaçmalarını ve asalak olarak yaşamalarını tasvip etmiyorum.)

liste uzar gider.
sadece gelirsek; birini eğer kullanmak istiyorsanız ona özelmiş gibi davranın. sevgililer gününüz kutlu olsun

gelin makyajı

katıldığım evlilik merasimlerindeki tecrübelerime dayanarak, çoğunlukla gelini ve en yakın çevresini (kardeş, abla, dost,vs..) cyborg' a çeviren makyaj türü. bazı türleri maske gibi çıkarılabilir duruyor. amacına ulaşıp gözaldığı kesin.

anlayamadığını anlayamamak

ufff ne rahatsız edici bir ruh. böyle insanı sinir hastası ederler, “hayır anlamıyorsun!” diyeni de vardır ki kendisi en komik duruma düşen çeşididir.
böyle biriyle aynı ortamda uzun kalmamak, ruh sağlığınız açısından en önemlisi ama kaçamıyorsanız da ölü taklidi yapabilir yada görmezden de gelebilirsiniz.

güler yüz

sirkeyi bal kıvamında satan esnafın yüzüdür. tatlı dilin kardeşi ve en yakın arkadaşıdır. ikisi bir arada cihanı fetheder.

gizemabla

aslında sevdiğim yazarlardan biri. bir de spam yapmasa çok güzel olacak.
başlıklara verdiği tek kelimelik betimler aslında hayatını ne kadar net yaşadığının bir göstergesi diye düşünüyorum.

sanırım yaşlanıyorum. insan yaşlanınca yani bilgi sahibi olunca koruma iç güdüsü gelişiyor ve adımlarını ona göre davranmaya başlıyor.

almayım anahtarını

opet full force reklamıyla hayatımıza giren replik. iddaya giren herkes hala almayım anahtarını diyor zaman zaman.
ne güzel günlerdi be gitt.

müdür

şirket içerisinde kerli ferli beklediğin ama neredeyse hepsinin sünepe olduğu yönetim kademesi.

hatta hikayesi bile var.

insan ilk yaratıldığında bürüt uzuvlar aralarında konuşuyorlarmış.
beyin diyormuş ki müdür ben olacağım, ben zaten her şeyi yönetiyorum ben olmalıyım
kalp atılmış " sen öyle san ben kan pompalamasam sen bir hiçsin"
göz ; ben görmesem siz değerlendiremezsiniz bile
mide başka bir şey demiş, dalak başka bir şey kulak başka bir şey.

göt en son hayır demiş ben olacağım. sizi bilmem, ne kadar önemli olduğunuz da beni ilgilendirmez ben olacağım. benim dediğim olacak.
herkes had yürü git derken göt bir kapatmış giriş çıkışı. bir gün iki gün üç gün, pırt yok.
bürün organlar iflas etmeye başlamış ve herkes kabul etmiş göt'ün müdür olduğunu.
tarihte yeniden yazılmış. işte o günden bu yana her müdür göt, her göt müdürdür.