köfteci yusuf

türkiye'nin en büyük köftecisi. köfteleri soyadan imal edilmiş güzel kokulu bir yer.
söylediklerine göre 1000 inek kesiliyormuş yetiştirmek için.
1000 hayvan yılda 365.000 hayvan eder. doğım vs eklendiğinde 500.000 adet stok hayvan gerekir.

neyse.
bir de genelde az iş yapan avm'leri gözüne kestirip köfte avm haline getiriyorlar. (bkz:novada alış veriş merkezi)

myminibaby kolluk

bu markayı unutmayacağım. teşekkürler sözlük. teşekkürler anneler.

dükkanlar açık

dükkanlar açık denilmesi ile elmacık kemiklerinin kızarması ve elleri fermuarı bulmak için bin takla atması muhtemeldir.

evde kalmak

otuz yaşını geçmiş evde kalmışlar(!) icin yapılması düşünülen yine bir çılgın proje var. onları vergiye bağlayıp yıldırma politikası ile evlilik müessesine katılmak zorunda bırakmak. zaytung haberi gibi göründüğünü biliyorum. insanın rahat rahat evde bile kalamadığı ülke burası. başka yerde yaşayamam.

kadın sözlüğü

kapılarını yeniden açmış sözlük. edepsiz başlıklara merhaba demek lazım. *

harama

ayakkabının taban köselesinde açılan yarık. bu kapaklı yarık dikiş işi bittikten sonra çiriş ile yapıştırılarak kapatılır, dikiş görülmez ve ayakkabı kullanılırken dikiş iplikleri yere temas etmediği için de aşınmaz/kesilmez.

fazla yemek yemek

vücuda gereğinden fazla yiyecekle gereksiz olarak yorulmasıdır. çok yemek yenildiği zaman midenin daha çok enzime ihtiyacı olur. enzimleri yapmak vücut için çok güçtür ve kıymetli maddeler gerektirir. normal bir insan için 250 gr yani iki avuç kadar yemek yeterlidir. bunu hazım ettirmek için kalp hiç zorlanmadan rahat çalışır. 2 kat yemek yenirse, kalbin yemeği hazım ettirmesi ve fazlalıkları çıkarttırması için 4 kat daha fazla çalışması gerekir. bu da kalp için çok ağırdır. mesela bir araba düzgün bir yolda hiç zorlanmadan harcadığı benzinin 2 katını taşlı, bozuk, dik yolda harcar. mesafe aynı ama harcadığı benzin farklıdır. böyle zorlanarak devamlı çalıştığında motor harap olduğu gibi insanın kalbi de devamlı ve çok çalışmaktan harap olur ve çabuk eskir. genç insanlarda organlar kuvvetli olduğu için yenilen yemekleri hazım edebilir ve fazlalıklarını çıkarabilir. fakat organların üzerine fazla yük bindiği için çok çalışmaktan çabuk eskir, kuvvetini kaybeder, zamanla fazlalıklarını çıkaramaz olur, depo yapar, vücudu yağ ve kireç toplamaya başlar.
bazı insanlar çok yemelerine rağmen hep zayıf kalır ve bu durumlarının iyi olabileceğini düşünür. hâlbuki hal öyle değildir. çok yiyip zayıf kalanlar çok yiyip şişmanlayanlardan daha kötü durumdadırlar. çünkü şişmanlar karışık ve yanlış yedikleri yemekten oluşan zehirlerin bir kısmını, vücudun topladığı yağlarda depolayarak, bu zehirlerin organları tahrif etmesini kısmen önleyebilmektedirler. ancak çok yiyerek zayıf kalanlarda zehirli maddeler sürekli vücut içinde dolaşır. böylece damarlarda, eklemlerde, organlarda ve kaslarda depolama yapar. bu insanlar genelde sinirlidirler, sık hastalanırlar ve uyku bozukluğu yaşarlar.

hangi kitabı okuyorsun

sözlük yazarlarının şuan elinde olan kitap/ların isimleridir.

anne'nin duygusal yokluğu, lee cori'nin bir kitabı.

konusu çocuklukta yaşanan duygusal ihmalin görünmez etkilerini bilmek ve iyileştirmek. bir yara savıcı, toparlayıcı adeta.

istanbul

doğduğum büyüdüğüm yaşadığım metropol. yıllar boyunca bir çok uygarlığı barındırmış köklü tarihi vardır. bazı eserler günümüze kadar gelmiş, bazıları yok olmuştur. ne kadar kıymetini biliyoruz sorgulanmalı bende.

erkeklik zarı

erkeğin erkekliğinin bozulduğu, namusunun gittiği, ailelerin artık erkeğe ikinci sınıf olarak baktığı, utanç duyulası bir insan haline gelmesidir.
zar dediysem öyle görünen bir zar değil; erkeğin arsızlaştığı zardır.
kendi kendine bozarlar bu zarı. ha bir kız da gelip bozmuş olabilir ama genel olarak erkek kendi bozar kendini.
namussuz namussuzdur, zarı olmaz.

meseli

iyi yazar, iyi yazar ama yok ki ortalarda yazsa da okusak

adile naşit

kuzucukların masalcı adile teyzesinin aramızdan ayrılmasının üzerinden 31 yıl geçmiş. ışıklarda uyu, küçük dev kadın.
asla unutulmayacak, sinema ve tv oyuncusudur.

parizien

parisli, paristen anlamında fransızca kelime

kader

imanın şartlarından sonuncusu. insanın bazen tıkanıp, içini çekerek sık kullandığı içsel bir kelime. açıklaması detaylı bilgi gerektirdiğinden çoğu zaman ortamların tartışma konusu olan, bir sonuca varılamayan, havada kalan konu..

zaar

muhtemelen manasında kullanılan kelime. bir şanlıurfalı olarak duyduğum en sık kelimelerdendir. biri beni bilgilendirmeseydi yöresel olduğunu farkedemeyebilirdim.

mehmetçik

türk milleti için ölüm-kalım savaşı olan çanakkale savaşı’nda bigalı mehmet çavuş da cephededir.

itilaf devletleri deniz savaşları sırasında 4 mart 1915’de ilk olarak karaya asker çıkarmayı dener.

itilaf donanması, 4 mart 1915’de, 5 zırhlı ve 7 torpido desteğinde önce seddülbahir tabyasını, kaleyi ve köyü 45 dakika ateş altına aldıktan sonra, 3 büyük sandalla seddülbahir iskelesi’ne gelerek saat 15:30’da karaya tam teçhizatlı 75 civarında asker çıkartır.

ingilizler bu çıkarmayı seddülbahir tabyası türkler tarafından boşaltılmış olduğunu zannederek yapmışlardı.

aslında tahminlerinde haklılardı… seddülbahir tabyası türkler tarafından boşaltılmıştı fakat bu bölgeyi kara saldırılarına karşı savunmaktan sorumlu olan 9. tümen komutanı albay halil sami bey, 27. alay 3. tabur 10. bölük eratından mustafa oğlu bigalı mehmet çavuş komutasındaki yarım takım askeri (20 asker) seddülbahir kalesi’ne yerleştirmiştir.

deniz tarafına, karşıyı geniş bir açıdan görebilecek şekilde yerleşmiş olan bigalı mehmet çavuş komutasındaki 20 türk askerinin elinde sadece el bombası ve tüfekleri vardı…
çıkarma olmadan önce bigalı mehmet çavuş askerlerini toplamış ve şöyle bir konuşma yapmıştı…

“bana bakın, üzerinde durduğumuz, ayağımızı bastığımız yer ata yâdigarıdır, vatanımızdır. ha anamızın ırzı ha vatanın ırzı!

bu gelenler de unutmayın ırz düşmanları…

bu ırz düşmanları buraya geldiklerine pişman olmalı!…”

ingiliz askerleri çıkarmaya başlayınca, bigalı mehmet çavuş beklenen emri verir;

“ateş!..”

karaya çıkan ingiliz askerleriyle mehmet çavuş’un takımı arasında, 3 saat devam eden şiddetli bir çatışma yaşanır.

seddülbahir kalesi içerisinde bulunan mehmet çavuş’un askerleri sürekli yer değiştirip, ateş ederek sayılarını çok gösterdiler. bu nedenle teknelerde bekleyen ingiliz askerlerinin tamamı karaya çıkamadı.

bir ara mehmet çavuş’un tüfeğinin mekanizması işlemez olur. tüfeğini yere atarak istihkam küreğini eline alır, düşman üzerine kürekle saldırır… (bazı kaynaklarda taşla saldırır demektedir fakat genel görüş kürekle saldırdığı yönündedir)

üç saat sonunda ingilizler 23 ölü, 35 yaralı ve 4 kayıpla gemilerine geri dönerler.

deniz savaşları sırasında yaptıkları bu en büyük çıkarma hüsranla sonuçlanır.

25 nisan’a kadar başka çıkarma yapamazlar.

bu çarpışmada türk askerlerinden 6 şehit, 13 yaralı vardır.

bigalı mehmet çavuş’ta başından ve göğsünden yaralanır. avuçlarının içi de paramparçadır. maydos hastanesi’nde tedavi olur, hava değişimi için izin verilerek köyüne gönderilir. fakat izin süresini tamamlamadan “arkadaşlarım cephede savaşırken ben burada yatamam” diyerek tekrar cepheye döner.

4 mart günü seddülbahir’deki çatışmayı harapkale’den izleyen 19. tümen komutanı yarbay mustafa kemal, çanakkale müstahkem komutanlığına gönderdiği raporunda mehmet çavuş’un madalyayla veya başka biçimde ödüllendirilmesini ister.

mehmet çavuş gümüş harp madalyası ile ödüllendirilir. ayrıca kendisine atatürk tarafından köstekli gümüş saat ve gümüş tabaka (tütün koyma yeri ve kahramanlık beratını koymak için ayrı bir bölümü olan) hediye edilir.

mehmet çavuş’un kahramanlığı, kürekle düşmana saldırması ve askerleriyle beraber başarılı olması, her yerde büyük bir gurur ve kıvanç kaynağı olur. istanbul gazeteleri ondan bahsederler.

bigalı mehmet çavuş, çanakkale savaşı’nın kamuoyuna adı açıklanan ilk kahramanıdır.

türk askeri, bigalı mehmet çavuş ve kahramanlığından ilhâm alınarak, o günden sonra türk milleti tarafından “mehmetçik” diye anılacaktır.
(ataturkicimizde. com)

nintendo

1970' lerden önce oyun kartları üreten 1970' lerden sonra oyun konsolları üretmeye başlayan, oyun dünyasının apple'ı sayılabilecek japonya şirketi. türkiye' de en bilinen ürünü nes (nintendo entertainment system)' dir. fakat biz o ürünü micro genius gibi isimlerle biliyoruz ve atari olarak tanımlıyoruz. aslında hepsi bir nes klonu cihazdır.

adab-ı muaşeret

mahalle baskısı yaratmaya yönelik hareketler ve kurallar bütünü. çatal solda bıçak solda. kadını tuvalete götürmek nezakettendir gibisinden.

oryantasyon

alıştırma ve tanıtım süreci.

kö?eli koku nedir ?

kö?eli koku, sivri, keskin ve belirgin kokulard?r. bu tür kokular genellikle baharatl?, odunsu veya deri notalar? içerir ve parfümün karakteristik kokusunu belirleyen en güçlü bile?enlerden biridir.

kö?eli koku, keskin ve odaklanm?? bir etki yarat?r ve genellikle erkeksi veya maskülen bir tarza sahip parfümlerde kullan?l?r. bununla birlikte, baz? feminen parfümlerde de kö?eli notalar kullan?labilir.

bu tür kokular genellikle etkileyici ve kal?c?d?r ve parfümün karakterini belirleyen en güçlü bile?enlerden biridir. kokunun kal?c?l???na ve keskinli?ine ba?l? olarak, kö?eli koku bazen baz? insanlar taraf?ndan a??r veya rahats?z edici olarak alg?lanabilir. ancak, bu tür kokulara ilgi duyanlar için, kö?eli notalara sahip parfümler kuvvetli ve etkileyici bir seçenek olabilir.

https://www.mojparfum.com/